11 Nisan 2013 Perşembe

Çalışan çocuklar


Köşe yazarlığının “günceli izle” şeklindeki temel düsturunu bugün dikkate almıyorum. Son sanayi üretim rakamları ve bu rakamların beklenen canlanma açısından anlamları tartışmasına girmeyeceğim. Yine de bir cümleyle kanaatimi belirteyim: İç talep canlanıyor. Bu sıcak konu yerine basınımızın es geçtiği bir konuya, ‘çalışan çocuklar’ konusunu ele almak istiyorum.

TÜİK geçin hafta 2012 Çocuk İşgücü İstatistiklerini yayınladı. Bu öyle her ay, hatta her yıl yayınlanan bir istatistik değil. En son 2006 yılında yayınlanmıştı. Çalışan çocuklar sorunu tüm Dünyada yakından izlenen, ekonomik olduğu kadar da toplumsal bir sorun. Normalde çocuk çalıştırmak yasak. Bu nedenle 6-14 yaş grubunda ekonomik faaliyetlere dahil olan çocuklar (ev işlerinde çalışanlar ayrıca değerlendiriliyor) özel hane halkı anketleri aracılığı ile belirli aralıklarla izleniyor.

Kırda artış, kentte düşüş

Türkiye’de durum nedir? İlk bakışta pek parlak görünmüyor. Son altı yılda çalışan çocuk sayısı yaklaşık 300 bin civarında sabit kalmış. Hızlı ekonomik gelişmeyle övündüğümüz bir dönemde çalışan çocuk sayısında belirgin bir azalmanın olmaması şaşırtıcı. Oysa “şeytan ayrıntılardadır” özdeyişini doğrularcasına rakamların ayrıntısına inildikçe daha farklı bir manzara ile karşılaşıyoruz. Toplamda çalışan çocuk sayısı değişmese de bileşiminde önemli değişikliler söz konusu. 2006’da 152 bin olan tarlada çalışan çocuk sayısı 2012’de 200 bine yükselmiş. Buna karşılık sanayi ve hizmetlerde çalışan çocuk sayısı da 113 binden 92 bine gerilemiş. Dolayısıyla günümüzde çalışan çocukların üçte ikisisin tarlada çalışanlar oluşturuyor. Bunların hemen hemen tümü “ücretsiz aile işçisi” statüsünde. Bunlar tarla işlerinde yetişkin aile fertlerine yardım eden çocuklar.

Tarımda çalışan çocuk sayısının artması sürpriz sayılmaz. 2008’den 2011’e tarım istihdamının 1 milyon 200 bin kadar arttığını, 2012 yılında da artışın durduğunu biliyoruz. Bu şaşırtıcı gelişmenin nedenleri henüz tam olarak açıklığa kavuşturulmuş değil. Merkalısı kısmi bir açıklama için geçen Nisan’da Betam’ın yayınladığı çalışma tebliğine bakabilir ( Why is Agricultural Employment Increasing in Turkey?”). Çok büyük ölçüde aile işletmelerinin çerçevesinde gerçekleşen bu istihdam artışına paralel olarak tarlada çalışan çocuk sayısının artmış olması normal. Bu vesileyle kentlerde çalışan çocuk oranının yüzde 1,6’dan yüzde 1’e düştüğünü, kırsal kesimde ise yüzde 4,4’den yüzde 5,6’ya yükseldiğini belirteyim.

Hem çalışırım hem okurum

Çalışan çocuklardan söz açılınca akla ilk olarak “peki okul ne oluyor?” sorusu geliyor. Rakamlar ekonomik faaliyette bulunmanın okula devamı engellemediğini gösteriyor.  2006’da yaklaşık 11 milyon 400 bin olan 6-14 yaş arası toplam çocuk sayısı 2012’de hemen hemen aynı. Okullaşma oranı ise yüzde 92’den 97’ye çıkmış. Bu oran kentlerde yüzde 94’den 98’e, kırsal kesimde ise yüzde 89’dan 96’ya çıkıyor. Sonuç olarak okullaşma kırda kente kıyasla daha hızlı artarak kente yaklaşmış. Nitekim, 2006’da kırda okula devam etmeyen çocuk sayısı 60 binden 37 bine düşmüş.

Kuşkusuz, az da olsa ( 92 bin) sanayide ve hizmetlerde çalışan çocukların varlığı önemsenmesi gereken toplumsal bir sorun. Gelecek yıllarda bu sayının sıfırlanması için özgün politikalara ihtiyaç var. Ancak çalışan çocuk olgusunun memleketimizde büyük ölçüde tarımsal bir sorun olduğu da kabul edilmeli. Tarımda aile işletmeleri var olduğu sürece tarlada çalışan çocuklar görmeye devam edeceğiz.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder