17 Temmuz 2013 Çarşamba

Faiz lobisi out, aklıselim in

Başbakan'ı ikna için 4 saat
Bu haftanın en önemli ekonomik olayı Dolmabahçe’de yapılan ekonomik koordinasyon toplantısıydı. Başbakan’ın başkanlığında tüm ekonomi bakanları dört saat boyunca müzakere ettiler. Bu uzun süreyi Başbakan’ın ikna edilmesi için gereken zaman olarak okumak mümkün. Toplantının ardından yapılan ve oldukça kuru sayılabilecek resmi açıklama ikna çabasının başarılı olduğunu gösteriyor. Açıklama malumu ilan etmekten ibaret. Türkiye finans piyasasının uluslararası piyasalara büyük ölçüde entegre olduğu hatırlatılıyor, ardından da ilgili ekonomik kurumların gereken önlemleri zamanında almaya kararlı oldukları ilan ediliyor. Bir de mali disiplinden asla taviz verilmeyeceği.

Normal zamanlarda yaşıyor olsaydık, bu toplantı sanırım bu kadar uzun sürmezdi, yapılan açıklama da sıradan bir olay olarak görülürdü. Ama bildiğiniz gibi ABD Merkez Bankası’nın (FED) para musluklarını ilerde kısmaya başlayacağına dair çıkışı Türkiye’nin de dahil olduğu pek çok ülkeden sermaye çıkışlarına neden oldu. Türk Lirası değer kaybetmeye başladı, piyasa faizleri yüzde 9’u geçti. Bu gelişmelere tepki olarak da olan bitenin sorumluluğu karanlık bir ‘faiz lobisi’ne yüklendi. ‘Faiz lobisi’ söylemi Merkez Bankası’nı esir almış, ona sadece döviz satarak kur baskısını göğüsleme seçeneğini bırakmıştı. Faiz silahını kullanmak adeta olanaksızlaşmıştı. 

Dolmabahçe toplantısının can alıcı yönü ‘faiz lobisi’ söyleminin terk edilmesidir. Açıklamada ima yoluyla dahi meşum lobiden eser yok. ‘Türkiye finans piyasasının küresel piyasalara büyük ölçüde entegre’ olduğunun vurgulanması, sermaye çıkışlarının neden olduğu sorunlara piyasa mekanizmasının mantığıyla ve araçlarıyla çözüm aranmasının doğru olacağının teslimi olarak okunmalıdır. Böylece aklıselime dönülmüş oldu. 

Merkez Bankası’nın açmazı 
Bu hayırlı dönüşün ilk sonucu ortaya çıkmakta gecikmedi. Merkez Bankası pazartesi günü gelecek hafta yapılacak olan Para Politikası Kurulu’nda faiz koridorunun yüzde 6,5 üst sınırının arttırılacağı sinyalini verdi. Ne kadar arttıracağını göreceğiz. Sadece piyasaya günlük verilen paranın fiyatını arttırmak yeterli olur mu? Fatih Özatay, pazartesi günkü yazısında yüzde 4,5 olan politika faizinin de arttırılması gerektiğini yazdı. Asaf S. Akat ise dünkü yazısında yüksek faiz artışının sıcak para bolluğuna, dolayısıyla da Türk Lirası’nın yeniden aşırı değerlenmesine neden olabileceğinden söz etti. 

Aklıselime dönüş elbette Merkez Bankası’nın karşı karşıya olduğu klasik politika açmazlarının kendiliğinden çözümleneceği anlamına gelmiyor. Ama en azından tartışmayı bıraktığımız yerden devam ettirebiliriz. Bir yandan reel kurun aşırı değerlenmesini istemiyoruz. Aksi takdirde zaten artışa geçmiş olan cari açığın daha da artması ve ilerde FED’in parayı sıkılaştırmaya başlaması ile birlikte çok daha sert sermaye çıkışlarına neden olması fazlasıyla muhtemel. Öte yandan ise halen yıllık artış temposu yüzde 25 civarına yükselen kredi genişlemesini dizginlemek istiyoruz. Aksi takdirde enflasyon hedefinden daha da uzaklaşılacak. 

Tam bir bıçak sırtı durumu. Sanırım Merkez Bankası kur sepetinin 2.20’nin biraz üzerinde istikrara kavuşmasına razı. Bir süre bununla idare edebileceğini düşünüyor. Bunun için ölçülü bir faiz artışı yeterli olabilir. Piyasa faizlerinin yeniden yüzde 5 civarına geri gelmesini beklemek hayal olur. Negatif reel faiz politikasının sonu geldi gibi duruyor. Ne ki, esas sorun olduğu yerde duruyor: Düşük büyüme, nispeten yüksek enflasyon ve artma eğiliminde olan bir cari açık.

1 yorum:

  1. Hocam maalesef Türkiye ekonomisinin boyu bu kadar. %8, %9 büyümeler ile en geniş sınırlarımıza ulaştık. Son iki yıldır büyüme sürünüyor. İçeride herkes kesim borçlu. Bu da ekonominin yavaşlamasına neden oluyor. Çünkü çok hızlı borçlanıldı ve limitlere ulaşıldı. Borçla refah artışı olduğu içinde, bu refah paylaşılmıyor. Patronlar mevcut gelirlerini koruma telaşındalar, elde ettikleri kazancı çalışanları ile paylaşmak istemiyorlar. Bu da Türkiye'yi yavaş yavaş orta gelir tuzağına dorpu itiyor ve maalesef biz bu yolda ilerliyoruz...

    YanıtlaSil