26 Ocak 2014 Pazar

Kadın işgücü piyasasında şaşırtıcı gelişmeler

Sizler bu yazıyı okurken ben Andaluzya’da olacağım, kısa bir tatil için. Yani yazıyı dün toplanan Para Politikası Kurulu’ndan önce yazıyorum. Bu kısa tatil olmasaydı el mecbur PPK kararlarını tartışacaktım. Tatilin yarattığı fırsattan istifade Türkiye’de çalışan kadın sayısının düşüklüğü sorununa son bulguların ışığında bir göz atmak istiyorum.
            Geçen hafta Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) bir araştırma notu yayınladı. “Kadın işgücü piyasasında şaşırtıcı gelişmeler” başlıklı notta çalışan kadın sayısı artışında son yıllarda ortaya çıkan ivmelenme analiz ediliyor. Bu ivmelenmede önemli miktarda orta yaşa mensup vasıfsız ev kadının çalışmaya karar vermesi önemli paya sahip. Sizi bilemem ama bu beklenmedik gelişme benim için sürpriz oldu.
             Türkiye’de kadınların işgücüne katılımının düzenli artışa rağmen halen çok düşük olduğu herkesin malumu. Genel katılım oranı yüzde 30’u ancak aşabildi. Bu oran Avrupa’nın en düşük kadın katılım oranlarına sahip İtalya  ve Yunanistan’da yüzde 55 civarında. Tarımı dışlarsak kentlerde bu oran 2005’ten 2012’ye yüzde 18,7’den yüzde 26,1’e’yükseldi. Bu dönemde kentsel kadın işgücü 1 milyon 700 bin, istihdam ise 1,5 milyon arttı. Her ne kadar kadın işsiz sayısında 200 binlik artış olsa da yüksek isgücü ve istihdam artışları kentsel kadın işsizlik oranını yüzde 17’den yüzde 15,5’e düşürdü. Bu kadınların büyük çoğunluğunun iş bulduğunu, bu işlerin de kahir ekseriyetinin ücretli ve kayıtlı işler olduğunu özellikle vurgulamak isterim.

Son dört yılda olağanüstü artış

            Verilere yakından bakıldığında kadın istihdamında gözlemlenen artışın büyük bölümünün (yüzde 70’i) 2008-2012 döneminde gerçekleştiği görülüyor. Bu dönemde kentlerde kadın istihdamı 1 milyon 225 bin arttı. Bu artışın yarısını yüksek okul mezunları oluşturuyor. Bu normal bir gelişme çünkü yüksek okul mezunu kadınlar arasında katılım oranı (yüzde 70) çok yüksek. Yüksek okul mezunu sayısı arttıkça kadın işgücü ve istihdam artıyor. Araştırma notunda yer alan yaş gruplarına göre yıllık katılım eğrilerinde yüksek okul mezunlarında 45 yaşa kadar bir değişiklik gözlemlenmiyor. Buna karşılık 45 yaş sonrasında katılım oranlarında artış var. Bu artış büyük ölçüde ortalama emeklilik yaşındaki artıştan kaynaklanıyor.
            Aynı eğriler lise mezunu kadınların 25-54 yaş arasında işgücüne daha fazla katıldıklarını gösteriyor. Diğer ifadeyle orta yaş mensubu evli kadınların giderek artan oranda çalışmaya karar verdikleri anlaşılıyor. Dikkat edin, burada lise mezunu kadın sayısı artıkça genç kadın grubunda işgücü ve istihdamın artmasından söz etmiyorum. Bu yapısal dinamik zaten mevcut. Dikkat edilmesi gereken nokta çalışmayan orta yaşlı kadınların giderek artan bir bölümünün çalışmaya karar vermiş olması.

Vasıfsız orta yaş kadınların çalışma iştahı

            Ama esas şaşırtıcı gelişme lise altı eğitime sahip, evli orta yaş mensubu kadın grubunda 2008’den sonra işgücüne katılımda sıçrama meydana gelmiş olması. Bu vasıfsız kadınların 25-54 yaş grubunda katılım oranı 2008’den 2012’ye yüzde 13’ten yüzde 20,3’e yükselmiş. Dört yılda yarım milyona yakın düşük eğitimli kadın çalışmaya başlamış. Bu kadınların yaklaşık üçte ikisi ücretli ve kayıtlı işlerde istihdam edilmişler.

            Bu çarpıcı gelişmenin nedenlerini tam olarak bilmiyoruz. Bazı ipuçları ve daha ayrıntılı bilgi için Betam’ın notuna bakmanızı tavsiye ederim. Ancak şurası kesin:. Çalışan kadınların, özellikle de düşük eğitimli orta yaş mensubu çalışan kadınların sayısı bu hızla artma devam ederse sadece sadece ekonomide değil, toplumsal düzeyde de önemli sonuçlara hazır olalım.       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder