15 Şubat 2014 Cumartesi

Kişi başı gelir artışı durdu

On yıldır iktidarda olan ve en az bir on yıl daha iktidarda kalmayı planlayan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) en önemli övünç kaynağı ekonomik başarıydı. AKP’nin her genel seçimde oyunu arttırmasının ardında da büyük ölçüde bu başarı yatıyordu. Dili geçmiş kipini bilerek kullanıyorum çünkü bundan böyle iktidarın ekonomik başarıdan sözetmesi kolay olmayacak. Önce Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. 2002’den 2011’e kişi başına gelir kabaca 4000 Dolardan 10.500 Dolara çıktı. Bu çarpıcı artış sayesinde Türkiye bölgesinde ekonomik bir güç olarak temayüz etti. Bu arada gelir eşitsizliğinde bir miktar iyileşme, yoksullukta ise daha belirgin bir iyileşme yaşandı.
 Bu başarının verdiği gazla iktidar geçmişte ne olduysa gelecekte de olacak inancıyla 2023 için kişi başına gelirin 25.000 Dolara yükseleceğini iddia etmeye başladı. Bu hedef daha baştan ulaşılması olanaksız bir hedefti ama yüzde 5 civarında bir büyüme ile birlikte Türk Lirasın’da ılımlı bir değer artışı kişi başına geliri 2023’te 20.000 Doların biraz üstüne taşıyabilirdi. Bu da hiç kuşkusuz büyük başarı olurdu. Ne var ki, ne yüzde 5 büyüme ne de Türk Lirasında on yılda yüzde 30’a yakın bir reel değer artışı mümkün görünüyor.
2002’den 2011’e 2,5 kattan fazla artan kişi başına Dolar geliri  son iki yıldır 10.600 Dolar civardında çakılı kalmış durumda (bkz. Şekil). Bunun başlıca iki nedeni var: Bir yandan GSYH reel büyümesi yüzde 6’dan yüzde 3 civarına geriledi (2012: Yüzde 2,2, 2013 tahminen yüzde 4 civarı) öte yandan TL değer kaybetti. Oysa geçmişte gerçekleşen 2,5 kat artışın kabaca yarısı yüksek reel GSYH artışından (GSYH reel endeksi 100’den 160’a yükseliyor. Bkz Şekil) diğer yarası da TL’nin reel değer kazanmasından kaynaklanmıştı.Tamamen iç talebe dayalı reel büyümenin dışardan gelen yakıtı büyük ölçüde azaldı. Bu koşullarda yüksek cari açıkla yola devam etmek olanaksız görünüyor. Türk Lirası’nın değer kaybının ardındaki temel mekanizma bu gelişmede yatıyor.

Ekonomik reformlar şart

Bu yıl dolarla kişi başına gelir en iyi ihtimalle yerinde sayar. Büyümenin yüzde 3’ü geçmesi zor. TL’nin Ocak ayında maruz kaldığı değer kaybının tümüyle geri alınması da bir o kadar zor. Dolayısıyla 2014’te kişi başına gelir dolar bazında gerilerse şaşırmayın. Reel TL cinsinden kişi başına gelir de üç yılda sadece yüzde 6 artmış olacak. Yılda yüzde 2’lik kişi başı gelir artışı gelir eşitsizliğini ve yoksulluğu azaltmak için yetersiz. Henüz son iki yılın tüm verileri elimizde yok ama en azından 2012’de göreli yoksuluğun 2011’e kıyasla değişmediğini biliyoruz. Son iki yılda geniş halk kesiminin geçmişte elde ettiği yüksek refah artışından mahrum kaldığını tahmin ediyorum.

2015’ten sonra durum değişir mi? Eğer AKP iktidarı büyüme rejimini dengeli bir hale getirir, diğer ifadeyle ılımlı iç talep artışını net ihracat artışı ile desteklemeyi başarırsa, yüzde 5’e yakın bir büyüme, dolayısıyla yüzde 4 civarı kişi başına reel gelir artışı mümkün olur. Ancak TL’nin bundan böyle büyük ölçüde değer kazanması olanaksız görünüyor. Bu senaryoda kişi başına Dolar geliri 2013’te 16-17 bin dolara yükselebilir, ki bu da iyidir. Ancak büyüme rejiminde değişim köklü yapısal reformlar gerektiriyor. Bu reformların hazır olanları bile 2015 sonrasına ertelendi. Ondan sonra akıbetleri ne olur? Tahmin yapmayı size bırakıyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder