16 Nisan 2014 Çarşamba

Büyüme idare eder, işsizlik düşüyor

Geçen hafta Başbakanın düşük büyümeye tahammülü olmadığından söz etmiştim. Önünde kazanılması gereken iki seçim var. Doğal olarak bu seçimlere olabildiğince iyi ekonomik koşullarda girmek istiyor. Yani büyümenin yüksek olduğu, işsizliğin de düştüğü koşullarda. Oysa büyüme tahminleri çoğunlukla yüzde 2-3 arasında. En son IMF 2014 büyüme tahminini yüzde 3.5’ten 2.3’e çekti. Yıl başında büyümeyi ben de yüzde 2.5 civarında beklediğimi açıklamıştım.
Ekonomi yönetimi ise büyümenin dengeli olmasına odaklanmış durumda. Büyümenin düzeyi tali bir konu gibi duruyor. Büyüme konusundaki bu farklı iki yaklaşımı rakamlara tercüme edersek şöyle söyleyebiliriz: Ekonomi yönetimi yüzde 4’e yakın bir büyümeye razı; yeter ki cari açık küçülsün, enflasyon düşsün.  Başbakanı ise bu düzeyde bir büyüme kesmiyor. Haksız olmadığını söylemiştim. Yüzde 4’ün altında bir büyüme normalde işsizliği az da olsa yükseltir.

Büyüme beklenenden iyi

Hal böyleyken ekonomik gidişat ne durumda? Birinci çeyrek geride kaldı. Çoğunlukla ilk iki ayın öncü göstergelerine dayanarak güvenilir bir tahmin yapmak mümkün. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) geçen cuma yayınladığı Ekonomik Görünüm notunda (“İhracata dayalı büyüme”) çeyrekten çeyreğe büyümeyi yüzde 0,5, yıllık büyümeyi de yüzde 3,8 tahmin ediyor. Bu oranların ardındaki Betam değerlendirmesi şöyle özetlenebilir: Özel tüketimde hafif düşüş var. Yatırımlar yatay seyrediyor. İhracatta belirgin artış, ithalatta ise düşüş var. Sonuç olarak büyümeyi net ihracat taşıyor.
Sonuç olarak, gerek düzeyi gerek niteliği itibariyle ekonomi yönetiminin öngördüğü büyümeye yakın bir büyüme söz konusu. Nitekim Betam cari açıkta 0,4 puanlık bir düşüş (yüzde 7,9’dan 7,4’e) bekliyor. Betam elbette yanılabilir. Üstelik tahminine Mart göstergeleri – düşen kapasite kullanımı hariç- dahil değil. Ama buna karşılık tüketici ve yatırımıcı güveninde belirgin iyileşmeler var. Diyebilirsiniz ki önümüzde daha üç çeyrek var ve siyasal gelişmelerin neler getireceği belli olmaz. Doğru ama yine de yüzde 2-3 arasındaki 2014 büyüme tahminlerinin kötümser kaldığını düşünmeye başladım. Kaldı ki iç talebi desteklemeye müsait bir manevra alanı da mevcut.

İnşaat yukarı, işsizlik aşağı

Diyelim ki önümüzdeki çeyreklerde de yüzde 4’e yakın dengeli bir büyüme devam etti. Başbakan Merkez Bankası’na faiz baskısı yapmaktan vazgeçer mi? Sanırım işsizlikteki gidişat bu konuda önemli bir unsur olacaktır. Dün TÜİK Ocak dönemi (Aralık-Ocak-Şubat) işgücü piyasası rakmalarını açıkladı. İşsizlik düşmeye devam ediyor. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre işsizlik oranı bir önceki döneme kıyasla 0,3 puan (yüzde 9,4’ten 9,1’e) düşümüş durumda. İşsizlik 7 dönem boyunca yükselip yüzde 10,2 ile zirve yaptıktan sonra son dört dönemdir düşüyor. Bu düşüşte inşaat sektörü önemli bir paya sahip. Nitekim, son dört dönemde bu sektörde istihdam artışı 330 bin. Bir ara yavaşlayan hizmet istihdamı da son dönemde hızlanmış görünüyor. Bu arada tarım istihdamı düşmeye devam ediyor.

İstihdamın büyümeyi belirli bir gecikmeyle takip ettiğini biliyoruz. Bu bakımdan işsizlikte gözlemlenen düşüş eğilimi geçen sonbaharda hızlanan büyüme ile açıklanabilir. Son çeyrekte büyüme yüzde 4,4’e yükselmişti. Ama aynı zamanda büyümenin istihdam yaratma kapasitesinin çok yüksek düzeyde devam ettiğini not etmek gerekir. Bu yıl nispeten daha düşük bir büyüme gündemde. Ancak büyümenin istihdam yaratma kapasitesinde düşüş olmazsa, buna normalleşme olmazsa da diyebiliriz, yüzde 4’e yakın bir büyüme ile işsizlik düşmese bile en azından artmaz. Böyle bir gidişatın ekonomi yönetimine rahat nefes aldırması muhtemeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder