19 Şubat 2015 Perşembe

İşsizlikte artışa devam

Pazartesi günü yayınlanan kasım istatistikleri işsizlikte ılımlı artışın devam ettiğini gösterdi.
Önceki aya kıyasla mevsim etkilerinden arındırılmış istihdamın 30 bin yükselmesine rağmen işgücü 55 bin artınca işsiz sayısı 100 bin kadar arttı, işsiz sayısı da 3 milyon 120 bine çıktı. İşsizlik oranı 0,1 puan, yüzde 10,6’dan 10,7’ye, tarım dışı işsizlik oranı da yüzde 12,7’den 12,8’e yükseldi. 2013 Kasım ayında genel işsizlik oranı yüzde 9,3 tarım dışı işsizlik oranı da yüzde 11,1’di. Bir yılda 1,5 puan civarında bir artış var.
Kasım dönemi (ekim-kasım-aralık) tam olarak geçen yılın son çeyreği ile örtüşüyor. Bu dönemde GSYH’nın az da olsa küçüleceğini tahmin ettiğimizi geçen yazımda belirtmiştim. Buna rağmen istihdamda geçen aylardaki kadar olmasa da dikkate değer bir artış olması ilginç. Bu yeni bir gelişme değil. 2012’den itibaren ekonomik büyüme hızında büyük düşüş yaşandı. GSYH artışı yüzde 8-9 düzeyinden ortalama yüzde 3’e düştü. 2014 yılı büyüme hızı da yaklaşık bu civarda bekleniyor. Oysa 2013 Kasım’a kıyasla tarım dışı istihdam yüzde 5,7 arttı. İstihdam artışının ekonomik büyümeden daha yüksek olması yeterince çarpıcı. Normalde işsizliğin düşmesi gerekir. Aksine artıyor çünkü işgücü artışı istihdam artışından daha yüksek. Nitekim bir yıllık işgücü artışı yüzde 7,8.
Yavaş çalışan bir ekonomide bu kadar yüksek miktarda istihdam ve işgücü artışlarının olması başlı başına bir muamma. IMF aylık dergisi Finance & Development’ta birkaç ay önce bazı Latin Amerika ülkelerinde istihdam artışının büyümeden yüksek olduğu dönemler yaşandığını okumuştum. Ayrıntılı bir analiz yoktu ama istihdam artışının hizmet sektöründe yoğunlaştığı belirtiliyordu. Bizde de böyle bir gelişme söz konusu. Bir yılda hizmet istihdam artış oranı yüzde 16. Ama tarım hariç ki bu normal, inşaat istihdamı da yüzde 16 artmış. Sanayide de artış hiç fena değil: Yüzde 8.
İşsizlik adına kuşkusuz sevindirici bir gelişme. Normalde düşük büyüme işsizliği daha hızlı yükseltirdi. Ama anormal bir durum olduğu da ortada. Toplam emek verimliliği düşüyor. Bu durum uzun süre gitmez. Ama ne zaman son bulur bilemiyorum. Diğer ilginç bir nokta bu kadar ilginç bir özelliği iktisatçıların hiç tartışmıyor olması. Hatırlarsınız, 2008-2009 krizinden önce 2000’li yıllarda “istihdamsız büyüme” iddiası dillere pelesenk olmuştu. Aslında doğru bir iddia da değildi. Toplam istihdam büyüme oranına kıyasla az artıyordu çünkü tarım istihdamı azalıyordu. Ama tarım dışı istihdam artışı büyümenin yarısı kadardı ve bu iyi bir orandı. Bugün ise “istihdamsız büyüme” yerine “aşırı istihdamlı büyüme”den söz etmek gerekiyor ama sanırım benden başka bundan söz eden yok. Bu anormalliğin nedenlerini de tam bilmiyoruz.
Sadece yüksek istihdam artışı soru işaretleri içermiyor. Olağanüstü işgücü artışı da bir muamma. Bu konuda bildiğim iki şey var. Birincisi, işgücü ile istihdam birbirinden tamamen bağımsız değiller. İşgücü talebinde bir artış olursa işgücü de artıyor. Keza, işgücü bağımsız bir şekilde artarsa, örneğin kriz döneminde kadın işgücünde olduğu gibi, istihdam da, özellikle kendi hesabına çalışan istihdamı işgücü artışını izleyebiliyor. İkinci bildiğim de kadınların, özellikle düşük eğitimli kadınların, bu olağanüstü işgücü artışında önemli bir paya sahip olmaları. Kriz arifesinde Kasım 2007’de kadın işgücüne katılım oranı yüzde 22,4’tü. Kasım 2014’te yüzde 30,2’ye yükseldi. Halen çok düşük ama artış etkileyici. Aynı dönmede erkek katılım oranı ise sadece yüzde 69’dan 71’e yükseldi.

Sonuç olarak şunu söyleyeyim: Yüksek istihdam ve işgücü artışları bu yıl içinde normalleşmeye başlar. Ekonomi de yüzde 3 civarında büyümeye devam ederse işsizlik de artmaya devam eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder