16 Mart 2015 Pazartesi

Faiz savaşında ateşkes

Aylardır hüküm süren faiz savaşı geçen hafta perşembe günü yapılan üst düzey toplantı ile sona ermiş olabilir mi? Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Cumhurbaşkanı’na 133 slaytlık sunumunun ardından Sayın Erdoğan’ın “İşi tatlıya bağladık.” açıklaması, savaşın bittiğini göstermese de en azından seçimlere kadar bir ateşkesin ilan edildiğine dair karine oluşturuyor.
Sunumda ilk 32 slayt adeta makroekonomiye özet giriş dersi gibi hazırlanmış. Basit ifadelerle ve grafiklerle faiz-kur-enflasyon ilişkileri gösteriliyor. Temel vurgu enflasyon beklentisinin altında bir politika faizinin yüksek cari açığa sahip bir ekonomide sermaye girişlerinde ortaya çıkacak arıza nedeniyle yerli paranın nasıl değer kaybedeceğine, bu kaybın da nasıl enflasyonu yükselteceğine yapılıyor. Ayrıca benzer ülkelerle karşılaştırmalı bir tablo aracılığıyla enflasyon beklentisi, piyasa faizi ve Merkez Bankası faizi seviyeleri itibarıyla hiç de aykırı bir durumda olmadığımız gösteriliyor. Başçı, bu ülkelerden Brezilya Merkez Bankası’nın geçen hafta dördüncü faiz artışını yaparak bizim faizin çok üzerine çıktığını da herhalde hatırlatmıştır.
Sunumda ayrıca piyasa faizini risk priminin, denge reel faizin ve enflasyon beklentilerinin belirlediği, iki ay önce piyasa faizi yüzde 7’nin altına düşülmüşken şimdi yüzde 8’in çok üzerinde olduğu gösteriliyor. Özel yatırımları da reel faiz seviyesi ile güven ve istikrarın etkilediği anlatılıyor. Reel faiz grafiği seviyenin yüzde 1-2 arasında olduğunu (daha aşağıya nasıl inebilir?) gösteriyor. Güven ve istikrarın bozulmakta olduğu söylenmese de herhalde anlaşılmış olmalıdır.
Kısacası, sunumda Cumhurbaşkanı’nın “Faiz neden, enflasyon sonuçtur, politika faizini esaslı bir şekilde indirin ki hem enflasyon düşsün hem yatırımlar artsın.” şeklinde özetlenebilecek görüşü çürütülüyor. Peki, Cumhurbaşkanı ikna oldu mu? Bilmiyorum. Geçen hafta toplantı öncesi yazımda hükümet kanadından Merkez Bankası’na gelen son destekler üzerine Cumhurbaşkanı’nın baskı yapmaktan vazgeçmesini muhtemel gördüğümü, Başçı’nın da toplantıda baskı son bulursa yükselen kurun aşağıya yöneleceğini, böylece yükselen enflasyon beklentilerinin düşmesiyle bir miktar daha faiz indirimi yapabileceklerini söyleyeceğini tahmin ettiğimi belirtmiştim. Cumhurbaşkanı’nın “İş tatlıya bağlandı.” sözü böyle bir anlaşmaya işaret ediyor ve iknadan çok ateşkesi ima ediyor. Merkez Bankası’na aşırı yüklenmenin ve adeta para politikasını dikte etmek istemenin meydana getirdiği döviz kuru artışı ve ekonomik belirsizlik Sayın Erdoğan’ı ekonomiyi büyük faiz indirimi ile canlandırma planı hakkında tereddüde düşürmüş olmalı.
Başçı’nın sunumuna katılan ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın ertesi günü bir konferansta yaptığı saptamalar ve Merkez Bankası’na verdiği açık destek ateşkesi doğruluyor. Babacan’ın “Sadece ve sadece Merkez Bankası’nın kur ile ilgili söylediklerine bakın, başka bir kurumun böyle bir kabiliyeti yok. Başka kurumlarımızda para politikasını analiz edecek kurum yok ki… Sadece Merkez Bankası’nın para politikası iletişimini yapması önemli. Bu yapılırsa risk azalır” sözlerinin altını çiziyorum.
Babacan ayrıca ekonomide üç öncelik olduğunu ilan ediyor. ‘En büyük öncelik’ enflasyon. Ardından cari açığın düşürülmesi, üçüncü olarak da yapısal reformlarla büyümeyi artırmak geliyor. Bu önceliklerin arasında radikal faiz indiriminin olmaması elbette şaşırtıcı değil. Şimdi Para Politikası Kurulu’nun yarınki toplantısını bekliyoruz. Eğer faizlere dokunmaz, Cumhurbaşkanı da rutinleşen tepkisini vermezse, ateşkes tahmini doğrulanmış olur.

(Zaman, Mart 2015)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder