24 Nisan 2015 Cuma

CHP’nin vaatleri gerçekçi mi?

CHP’nin seçim beyannamesini açıklamasının ardından bu soru haklı olarak büyük tartışma konusu oldu. CHP’nin vaatleri ve ekonomik hedefleri fazlasıyla iddialı.  Sosyal demokrat bir partinin, yoksulluğun oldukça yaygın, gelir eşitsizliğinin de bir hayli yüksek olduğu bir ülkede geniş bir yeniden dağıtım programı açıklaması teamüllere aykırı değil. Ancak bu programın ciddiye alınması için ülke ekonomisinin olanak sınırlarını da fazla zorlamaması gerekir.
CHP’nin beyannamesinin demokrasi ve hukuk devletine yönelik kararlılığını çok destekliyorum. İktidara geldiği takdirde programının bu bölümünü  uygulamasıyla ekonomiye güç vereceğinden hiç kuşkum yok. Gelir desteği projelerinin bir bölümünü de çok yerinde buluyorum. Örneğin 400 TL kreş desteği, çeşitli burslar ve eğitim yardımları türünden destekler salt yoksullukla mücadele açısından değil, işgücüne katılımı artırmak ve eğitim düzeyini yükseltmek için de faydalı.
Buna karşılık şu üç konuda ciddi şüphelerim var: Kaynak sorunu, yardım yapılacak  grupların tanımı ve makroekonomik hedefler. Vaat edilen sosyal yardımlar o kadar geniş ki burada hatırlatmaya kalkarsam yerim kalmaz. Avrupa’da partiler çoktandır ekstra sosyal harcama vaat ettiklerinde mutlaka harcama miktarını tahmin edip nasıl finanse edeceklerini de ilan ediyorlar. CHP beyannamesinde bu rutini es geçince “Bu vaatler kaç para tutuyor ve nasıl karşılanacak?” sorusuna muhatap olmaya başladı.
İlk şok geçtikten sonra CHP’nin ekonomi yöneticileri rakamlar telaffuz etmeye başladılar. Genel başkan yardımcıları Selin Sayek Böke ve Faik Öztrak’a göre ihtiyaç duyulan ekstra kamu kaynağı 60 milyar lira (milli gelirin yüzde 3’ü) kadar. Maliye Bakanı Şimşek’in hesabına göre ise 130 milyar. 60 milyar bana düşük gözükmüştü. Ardından Öztrak önemli bir açıklık getirdi. Bu rakamın kısa vadede emekliye iki maaş ikramiyenin, 1,5 liraya mazotun ve aile sigortasının bedeli olduğunu söylüyor. Diğer vaatler orta ve uzun vaadeye yayılacak. Yine de milli gelirin yüzde 3’ü az para değil. CHP’ye göre büyük israf var. Ama anılan israflar (Saray, makam arabaları vb. harcamalar) 60 milyarın bir hayli altında kalıyor. Geriye iki kaynak kalıyor: Bütçe açığını yükseltmek (kamu borcunu artırmak) ya da vergi gelirlerini artırmak. Kısa vadede bu ikinci kaynak mümkün olmadığından bütçe açını artırmak yegane seçenek. Bu bir ölçüde (1,5 yüzde puan kadar) olabilir ama CHP bundan söz etmiyor.
Makroekonomik hedeflere gelince: ‘Ekonomik büyüme yüzde 6’ya çıkarılacak’ deniyor. Şahsen Türkiye’nin yüzde 5’in üzerinde büyüme olanağına sahip olmadığı kanaatindeyim. AKP bunu beceremiyor. CHP’nin nasıl becereceğini göstermesi yeterince makbul olurdu. Büyüme konusunda anamuhalefetin biraz fazla iddialı olması hoşgörülebilir. Yüzde 6 büyüme için yatırım-GSYH oranı yüzde 20’den 29’a çıkacak deniliyor. Aynı zamanda cari açığı da kapatacağız sözü verildiğinden tutarlı bir şekilde iç tasarrufların da yüzde 15’ten yüzde 30’a çıkarılacağı iddia ediliyor. Kusura bakmayın ama bu işi bilen hiç kimle tasarruf oranının iki katına çıkacağına inanmaz. Yüzde 30 bir yana, iç tasarrufların nasıl artırılacağına dair beyannamede öneriler de göremedim.

Sosyal yardım yapılacak gruplara gelince: Yerim kalmadığından bir çelişkiye değinmekle yetineyim. 17 milyon yoksuldan söz ediliyor. Kim bu yoksullar diye baktığınız zaman karşınıza “göreli yoksulluk” ölçütü çıkıyor. Bu ölçüte göre ortanca gelirin yüzde 60’ından daha az gelire sahip olanlar yoksuldur. Bu ölçütte yoksulluk tanım icabı sıfırlanamaz. Ancak azaltılablir. Dahası, bölgeler arası büyük gelir eşitsizlikleri nedeniyle bu ölçüte göre İstanbul’da çok az, Doğu’da çok yoksul vardır. Acaba CHP bunun farkında mı?
(Zaman, Nisan 2015)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder