25 Aralık 2013 Çarşamba

Siyasal belirsizlik had safhada

Siyasal belirsizlik had safhada

            Dün sabah 2014 Para ve Kur Poltikası raporunu sunanTCMB Başkanı Erdem Başçı’yı dinlerken ekonomi yönetimiyle siyasal yönetim arasında mesafenin adeta bir uçuruma dönüştüğünü düşündüm. Ekonomik istikrar konusunda fazla endişeli değilim. Bu konuya aşağıda döneceğim. Buna karşılık siyasal istikrarsızlık hayaleti Türkiye semalarında ayan beyan göründü. Gündeme bir bomba gibi düşen büyük yolsuzluk soruşturmasına karşı AKP Hükümeti’nin verdiği yanıt önümüzdeki dönemin büyük siyasal çalkantılara gebe olduğunu gösteriyor. Hükümet yargı sürecinin arkasında olduğunu söyleseydi, bu yanıt siyasal istikrara hizmet edeceği gibi, AKP iktidarına da aklanma fırsatını verecekti. Tabi eğer ortalaya saçılan onca şabeli olgular iddia edildiği gibi düzmece değilse...
Hükümet farklı bir tercih yaptı. “Saldırı en iyi savunmadır” mantığı ile yolsuzluk soruşturmasının “iç ve dış mihrakların” AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak amacıyla tezgahladığı bir komplo olduğunu idda etti. Cemaate yönelik büyük cadı avı başlatıldı. ABD ile ipler iyice gerildi. Dahası yargı sürecine açıktan müdahale başladı. Hükümet alelacele yürütme ile yargı arasındaki güçler ayrılğının en önemli teminatlarından olan adli soruşturmaları yürütme erkenin adeta iznine bağladı.
İktidarın oyları
Bu ortamda yargı sürecinin nasıl sonuçlanacağını kestirmek zor. Sonuç ne olursa olsun AKP iktidarının “savunma için saldır” tercihi otoriterleşmenin dozunu iyice arttıracağa benziyor. Bu koşullarda peşpeşe yapılacak üç seçimden çıkacak sonuçlar demokrasimizin ve Türkiye’nin jeopolitik konumlanması açısından hayati önemde olacak. Soru şu: 30 Martta AKP oy oranı düşecek mi? Düşecekse ne kadar düşecek? Kestirmek zor. AKP’nin demir çekirdeğinin dışında bu partiye oy veren en azından bir kaç milyon seçmen var. Çoğu ekonomik ve siyasal istikrar için veriyor çünkü güvenilir bir alternatif görmüyor. Bu seçmenlerin tepkisi ne olacak?
Eğer iktidar partisinin oylarında belirgin bir düşüş olmazsa, ki doğrusu bu şaşırtıcı olur, Türkiye’nin Rusyalaşmasının önü açılır. Ama eğer iktidarın oy desteğinde en az 5-6 puanlık bir düşüş olursa AKP siyasal oyun planını değişmek zorunda kalır. Yolsuzluk soruşturmasına iktidarın verdiği yanıtla iyice derinleşen polarizasyon koşullarında, Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi ile yapılacak erken genel seçimlerde referandum çoğunluğunu (330+) elde ederek bir çeşit “Türk usulü” başkanlık sistemine geçişi içeren planın başarı ihtimali çok azalacaktır. Anakara kulislerinde 3 dönem kuralının değişebileceği tartışılıyormuş. Doğrusu şaşırmadım.
Ekonomik çıpalar sağlam
Tüm bu gelişmeler zaten var olan siyasal belirsizliği zirveye taşıdı. Gelecek yıllarda Türkiye’yi kim ve nasıl yönetecek? Kürt sorunu barışçıl bir çözüme kavuşturulabilecek mi? Bu çözümün önkoşulu olan temel siyasal reformlar yapılabilecek mi? Batı ile ortaya çıkan gerilim daha da derinleşecek mi? Ve tabi kritik soru: Ekonomi ne olacak?
Siyaset sorularına benim yanıtım yok. Bu alanda gelecek iyice bulanıklaştı. Ekonomi için bir kaç şey söylebilirim. Makoekonomik istikrarı tehlikede görmüyorum. Erdem Başçı’nin dün sabah çizdiği dengeli büyümeye ve kur istikrarına yönelik yol haritası tutarlı. Başarılı olacağını tahmin ediyorum. Siyaseten en çalkantılı yıllardan biri olarak tarihimize geçecek 2013 yılını yüzde 1,5 gibi çok düşük bir bütçe açığı ile kapatacağız. Banka sistemi de sağlam. Ama artan siyasal belirsizlik daha az yatırım, dolayısıyla daha düşük büyüme ve daha fazla işsizilk demek olduğunu da unutmayın.           

1 yorum:

  1. desteklediğiniz akp dağılıyor..geçmiş olsun yetmez ama evetçilere

    YanıtlaSil