26 Ocak 2013 Cumartesi

Tahmin hatalarının dayanılmaz maliyeti

IMF Baş iktisatçısı Olivier Blanchard

Ekonomik kurumlarda çalışan iktisatçılar iktisat politikalarına yol göstermek amacıyla gelecekle ilgili tahminlerde bulunurlar. Bu tahminleri yaparken iktisat teorisinin bulgularını, bu bulgulardan yola çıkılarak inşa edilmiş modelleri ve bu modellere dayanan ampirik araştırmaları kullanırlar. Ne ki, tüm bu araçlar çoğu zaman ekonomik gerçekleri iyi yansıtmaktan uzaktırlar. Diğer ifadeyle hatalıdırlar. Sorun şu ki bu hatalar akademik makalelerde yapılan hatalarda olduğu gibi yazarlarını bağlayan beceriksizlikler gibi masum değildirler. Yanlış politikaların uygulanmasına neden olabilirler. Yanlış politikalar da daha düşük büyüme ve daha yüksek işsizliğe yol açarak topluma yüklü bir fatura çıkarabilir.

Geçtiğimiz aylarda tahmin hatalarına ve sonuçlarına dair basına pek yansımayan hararetli bir tartışma başladı. IMF’in baş iktisatçısı neo-keynesçi  Olivier  Blanchard (Dainel Leigh ile) geçen yılın Ekim ayında yayınlanan IMF’in World Economic Outlook’unda ilginç bir kutu yayınladı. Bu kutuda özellikle durgunluk dönemlerinde tahmincilerin mali politikanın gelir etkilerini yanlış tahmin ettiklerini, dolayısıyla büyüme ve işsizlik tahminlerinde de yanıldıklarını savundu. Analize bir dizi eleştiri gelince kısa süre önce IMF çalışma tebliği olarak “Growth Forecast Errors and Fiscal Multipliers” (“büyüme tahmini hataları ve mali çarpanlar”) başlıklı yeni bir çalışma yaptılar. Bu çalışmada ilk analizlerini bir dizi sınavdan geçirerek görüşlerinin arkasında olduklarını ikna edici şekilde ortaya koyuyorlar.

Konu oldukça teknik. İktisatçı olmayanların da anlayabilmesi için dilim döndüğü kadar basitleştirmeye çalışayım. Bütçede yapılacak 100 TL’lik harcama kısıntısının / artışının ya da vergi indiriminin / yükseltilmesinin toplam gelirde yapacağı nihai değişime “mali çarpan” diyoruz. Normal zamanlarda bu nihai etki belirli bir gelişmişlik düzeyindeki ekonomilerde 50 TL civarında tahmin ediliyor. Buna karşılık durgunluk dönemlerinde, özellikle faizler sıfıra dayanıp para politikası etkisini kaybettiğinde Blanchard mali çarpan etkisinin 2-3 kat arttığını gösteriyor. Nedenleri ayrı bir konu.

Daha az işsiz olabilirdi

Durgunluk dönemlerinde mali çarpanların değerlerinin gerçekte olduklarından daha  düşük kabul edilerek istikrar programları tasarlamanın vahim sonuçları söz konusu. 2008 yılanda başlayan küresel krizin aşırı kamu borcundan muzdarip Avrupa ülkelerinde yıkıcı etkileri oldu. Yunanistan’da, Portekiz’de, İrlanda’da İspanya’da kamu borçları patladı, diğer ülkelerde de büyük artışlar oldu. Durgunluk ortamında kamu borçlarının hafifletilmesi ister istemez gündeme geldi. Bunun yolu da ilk aşamada bütçe açıklarını köklü biçimde azaltmak için kamu harcamalarını kısıp vergi gelirlerini artırmaktan geçiyordu. Ama ikinci aşamada büyümenin desteklenmesi , en azından ekonomik küçülmenin asgariye indirilmesi gerekiyordu.

Tam da bu noktada Troyka’nın (IMF, Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası ortaklığı) istikrar programları çuvalladılar. Mali çarpanları normal zamandaki gibi zannettiklerinden büyüme tahminlerinde yanıldılar. Başta Yunanistan olmak üzere kemer sıkan ülkelerde  ekonomik küçülme her yıl tahminlerden daha fazla oldu. Dolayısıyla işsizlik de her defasında tahmin edilenden daha yüksek çıktı. Eğer bu hatalar yapılmamış olsaydı, ya da en aza indirgenebilseydi, kemerler zamana yayılarak sıkılabilir, dolayısıyla daha az küçülme ve daha az işsizlik olabilirdi. Böyle bir “itirafın” IMF’den gelmesi de ayrı bir ironi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder