9 Şubat 2015 Pazartesi

HDP ve başkanlık sisteminin şansı

Halkın Demokrasi Partisi’nin 7 Haziran seçimlerine parti olarak katılacağını açıklamasının üzerinden epey zaman geçti.
O gün bugündür HDP’nin kararı hararetle tartışılıyor. Köşe yazarı dostlarım görüşlerini açıkladılar. Konuya girmekte biraz geç kaldım. Nedeni HDP’nin bu kararını bir türlü rasyonel bir çerçeveye oturtamayışım. “HDP çok boyutlu bir siyasal riski neden alıyor?” sorusuna yanıt bulmakta çok zorlandım. Kafam hâlâ karışık ama daha fazla gecikmeden bu kararın yol açabileceği vahim sonuçları ele almak istiyorum.
HDP Başkanı Selahattin Demirtaş, seçimlere parti olarak katılma kararlarını ilk açıkladığında çok iyi hatırlıyorum sırtımdan soğuk terler boşalmıştı. HDP’nin yüzde 10 barajı geçme şansının çok düşük olduğu, dolayısıyla hiç milletvekili çıkaramayacağı, kazandığı milletvekilliklerinin çoğunun AKP’ye hediye olacağı, bu sayede AKP’nin referandum çoğunluğunu kazanma ihtimalinin çok büyük ölçüde yükseleceği aklımdan hızla geçmişti. HDP’nin yine bağımsız adaylarla seçime katılarak Haziran 2011’de olduğu gibi en az 36 milletvekili kazanması garanti iken büyük ihtimalle sıfır çekme riskini aldığını ve AKP’ye başkanlık sistemini getirme fırsatını verdiğini anlamadım.
Oy oranları ve milletvekili sayıları ile konuşabilmek için simülasyon modelimi kullanarak aşağıdaki tabloyu hazırladım. Amacım AKP’nin 330 sandalyeyi geçerek başkanlık sistemini referanduma götüreceği koşulları saptamak. Üç senaryoya baktım: HDP barajın altında kalıyor, barajı geçiyor, seçime bağımsız adaylarla katılıyor. Yakın çevrem çok sorduğu için bir de AKP’nin TBMM’de çoğunluğu kaybettiği senaryoyu da araştırdım. Kısaca değinip bu senaryoyu bir kenara koyalım. AKP’nin çoğunluğu kaybetmesi oy oranının yüzde 41’e düşmesi ve HDP’nin barajı geçmesi ile mümkün. Şimdilik bu çifte olayın gerçekleşme ihtimalini çok düşük görüyorum.
HDP barajın altında kaldığı takdirde AKP’nin referandum çoğunluğunu elde etmesi için yüzde 44 oy yetiyor. Parantez içinde milletvekili sayılarını veriyorum. Hemen belirteyim artı/eksi 1 puan hata payı olarak kabul edilmeli. Yani 330 sandalye yüzde 44 oy oranı ile ucundan kaybedilebilir ya da yüzde 43 ile ucundan kazanılabilir. Benim bildiğim seçim anketlerinin hemen hemen tümü AKP oy oranını yüzde 45’in üzerinde tahmin ediyor. Bildiğim kadarıyla sadece SONAR başkanı Hakan Bayrakçı daha düşük oy oranı tahmin ediyor. Öte yandan seçim anketlerinin büyük çoğunluğu HDP’ye yüzde 7-8, bilemediniz yüzde 9 oy veriyor. Bu tahminlere göre HDP’nin parti olarak katılması AKP’nin referandum çoğunluğunu kazanma şansını olağanüstü yükseltiyor.
Oysa bağımsız adaylarla seçime katıldığında ve Haziran 2011’de olduğu gibi en azından 36 milletvekili çıkardığında referandum çoğunluğu için AKP’ye yüzde 50 oy gerekiyor. Peki az ihtimal de olsa barajı geçerse ne olur? Kantitatif olarak fazla bir şey değişmiyor. Referandum çoğunluğu için oy oranı sınırı yüzde 51’e, HDP’nin milletvekili sayısı da 57’ye çıkıyor.
Bu koşullarda HDP neden bile bile AKP’ye büyük bir avantaj sağlama riskini alıyor sorusuna halen tatmin edici bir yanıt yok. Resmi söylemde HDP barajı geçme ihtimalinin çok yüksek olduğunu söylüyor. En son Öcalan da bu görüşü desteklemiş. Öyleyse neden anketlerin çoğu bunu doğrulamıyor? HDP barajın altında kalırsanız ne yaparsınız sorusuna da “siyasete devam ederiz, erken seçime zorlarız” gibi boş yanıtlar veriyor. Komplo rivayetlerine hiç girmiyorum. Sadece barajın altında kalırsa AKP’ye gümüş tepside sunacağı milletvekilleri ile başkanlık anayasasını dayatması konusunda HDP’nin ne düşündüğünü merak ediyorum.

konusunda HDP’nin ne düşündüğünü merak ediyorum.

Oy dağılımları ve milltevekili sayıları

AKP
CHP
MHP
HDP
HDP Baraj altı
44
(331)
27
(148)
15
(71)
8
(0)
HDP baraj üstü
51
(332)
24
(122)
11
(39)
10,5
(57)
HDP bağımsızlarla
50
(335)
25
(133)
12
(46)
8
(36)
AKP çoğunluk kaybı
41
(271)
27
(143)
16
(75)
10,5
(61)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder