Yılın 1. çeyreği itibariyle
büyümeyi değerlendiren geçen haftaki yazımda öncü göstergelerin 2. çeyrekte
daha iyi bir büyüme performansı vaat ettiğini belirtmiştim. Hafta başında açıklanan Mayıs sanayi endeksi
bu görüşü doğruladı. Dış ticaret miktar endeksleri ise daha karmaşık sinyaller
veriyor. Hatırlayalım, TÜİK 1. çeyrekte yılık büyümeyi yüzde 3,2, çeyrekten
çeyreğe mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış (MTEA) büyümeyi ise – 0,4
olarak belirlemişti. Son veriler ışığında 2. çeyrek değerlendirildiğinde
çeyrekten çeyreğe büyümenin pozitif çıkacağı anlaşılıyor.
İmalat sanayi üretim endeksi Nisana kıyasla Mayısta
(MTEA) yüzde 0,8 arttı. Alt kalemlerdeki gelişmelerden büyümenin talep yönüyle
ilgili ipuçları elde etmek mümkün. TÜİK alt kalem endekslerini mevsim
etkisinden arındırmadığından yıllık değişimlerin temposuna dayanmak zorundayız.
Rakama boğmamak için ayrıntılara girmiyorum. Son üç ayın yıllık değişimleri
özetle şunu söylüyorlar: Dayanıklı tüketim mallarındaki durgunluk devam ediyor.
Örneğin Betam Binek Otomobil üretiminin(MTEA)
Nisan ve Mayısta 1. çeyreğe kıyasla ortalama yüzde 8 civarında düştüğünü
tahmin ediyor. Otomotiv sektörü temsilcilerinin ÖTV indirim konusunda lobiye
başlamaları rastlantı değil. Buna
karşılık dayanıksız tüketim malı üretiminde, özellikle de sermaye malı
üretiminde belirgin bir canlanma var.
İç talepte canlanma
Bu manzara iç talebin 2. çeyrekte büyümeye hatırı sayılır
bir katkı yapacağını gösteriyor. Nisan ve Mayıs verileri net ihracatın da büyümeye
pozitif katkısının devam ettiğini söylüyor. 1. çeyrekte bu katkı 4,5 yüzde puan
gibi çok yüksek bir düzeydeydi. 2. çeyrekte katkının önemli ölçüde azalmasını
bekliyorum. Bu iyi haber değil. Umarım yanılırım. Mayısta dış ticaret miktar
endekslerinde bozulma görüldüğünün altını çizmek istiyorum.
2. çeyrekte ve yılın tümünde ne düzeyde bir büyüme
beklemeliyiz? Betam bugün yayınladığı Ekonomik Konjonktür notunda 1. çeyrekten
2. çeyreğe (MTEA) büyümeyi yüzde 0,6, yıllık büyümeyi de 2,3 tahmin ediyor. Yıllık
büyümenin yüzde 3,2’ye kıyasla düşük kalması baz etkisiyle ilgili. Geçen yıl
çeyreklik büyüme yüzde 1,3 olarak gerçekleşmişti. 1, çeyrekten 2.çeyreğe şahsen
yüzde 1’e daha yakın bir büyüme tahmin ediyordum. Betam’ın 0,6’lık tahmini
içerde epey tartışıldı. Sonuçta tahmin denklemlerinin matematik sonucunu olduğu
gibi yayınlamaya karar verdik. Tabi bu bir tahmin ve zaman zaman önemli
yanılmalarla karşılaşıyoruz. Kendi adıma konuşayım. Bana öyle geliyor ki, iç talepte
kısmi bir canlanma dış talepte ise durulma yaşanıyor. Bu böyle devam ederse hem
yıllık büyüme yüzde 3 civarında kalır hem de cari açıktaki iyileşme durur.
Hararetli tartışmalar
Böyle bir gelişme sert inişçileri boşa çıkartır ama
yumuşak iniş de olmaz. Hanidir dillendirdiğim tipik bir tatlı sert iniş gündemde.
Hem büyüme düşük kalır, hem de cari açıkta belirgin bir düzelme hevesimiz
kursağımızda kalır. Bir diğer sorun da işsizlik cephesinde kendini
gösterecektir. Düşük büyümenin istihdam üzerindeki etkisi tam olarak kendini
henüz göstermedi. Mart dönemi işgücü piyasası rakamları işsizlikte azalışın
durduğu sinyaline vermişti. Gelecek hafta Nisan dönemi rakamları
yayınlandığında düşük büyüme etkisinin biraz daha belirginleşmesini bekliyorum.
Hükümet ve kamuoyu düşük büyümenin sonuçlarını algıladıkça para ve maliye politikalarının
gevşetilmesi yönünde baskıların da artması çok muhtemel. Hararetli tartışmalara
hazır olalım.
hocam ellerinize saglik. "para ve maliye politikalarının gevşetilmesi yönünde baskıların da artması çok muhtemel" demisiniz ama gecen hafta merkez bankalarinin hep beraber faiz indirimi yapmasi ile zaten bu baski sureci basladi diye dusunuyorum. herhangi bir faiz indirimi bekliyor musunuz? indirmeli midir? erdem bascinin kimse bizden gevseme beklmesin sozleri indirmeyecekleirnin sinyali midir acaba?
YanıtlaSil