11 Temmuz 2012 Çarşamba

2. Çeyrek daha umut verici


Yılın 1. çeyreği itibariyle büyümeyi değerlendiren geçen haftaki yazımda öncü göstergelerin 2. çeyrekte daha iyi bir büyüme performansı vaat ettiğini belirtmiştim.  Hafta başında açıklanan Mayıs sanayi endeksi bu görüşü doğruladı. Dış ticaret miktar endeksleri ise daha karmaşık sinyaller veriyor. Hatırlayalım, TÜİK 1. çeyrekte yılık büyümeyi yüzde 3,2, çeyrekten çeyreğe mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış (MTEA) büyümeyi ise – 0,4 olarak belirlemişti. Son veriler ışığında 2. çeyrek değerlendirildiğinde çeyrekten çeyreğe büyümenin pozitif çıkacağı anlaşılıyor.

            İmalat sanayi üretim endeksi Nisana kıyasla Mayısta (MTEA) yüzde 0,8 arttı. Alt kalemlerdeki gelişmelerden büyümenin talep yönüyle ilgili ipuçları elde etmek mümkün. TÜİK alt kalem endekslerini mevsim etkisinden arındırmadığından yıllık değişimlerin temposuna dayanmak zorundayız. Rakama boğmamak için ayrıntılara girmiyorum. Son üç ayın yıllık değişimleri özetle şunu söylüyorlar: Dayanıklı tüketim mallarındaki durgunluk devam ediyor. Örneğin Betam Binek Otomobil üretiminin(MTEA)  Nisan ve Mayısta 1. çeyreğe kıyasla ortalama yüzde 8 civarında düştüğünü tahmin ediyor. Otomotiv sektörü temsilcilerinin ÖTV indirim konusunda lobiye başlamaları rastlantı  değil. Buna karşılık dayanıksız tüketim malı üretiminde, özellikle de sermaye malı üretiminde belirgin bir canlanma var.

İç talepte canlanma

            Bu manzara iç talebin 2. çeyrekte büyümeye hatırı sayılır bir katkı yapacağını gösteriyor. Nisan ve Mayıs verileri net ihracatın da büyümeye pozitif katkısının devam ettiğini söylüyor. 1. çeyrekte bu katkı 4,5 yüzde puan gibi çok yüksek bir düzeydeydi. 2. çeyrekte katkının önemli ölçüde azalmasını bekliyorum. Bu iyi haber değil. Umarım yanılırım. Mayısta dış ticaret miktar endekslerinde bozulma görüldüğünün altını çizmek istiyorum.

            2. çeyrekte ve yılın tümünde ne düzeyde bir büyüme beklemeliyiz? Betam bugün yayınladığı Ekonomik Konjonktür notunda 1. çeyrekten 2. çeyreğe (MTEA) büyümeyi yüzde 0,6, yıllık büyümeyi de 2,3 tahmin ediyor. Yıllık büyümenin yüzde 3,2’ye kıyasla düşük kalması baz etkisiyle ilgili. Geçen yıl çeyreklik büyüme yüzde 1,3 olarak gerçekleşmişti. 1, çeyrekten 2.çeyreğe şahsen yüzde 1’e daha yakın bir büyüme tahmin ediyordum. Betam’ın 0,6’lık tahmini içerde epey tartışıldı. Sonuçta tahmin denklemlerinin matematik sonucunu olduğu gibi yayınlamaya karar verdik. Tabi bu bir tahmin ve zaman zaman önemli yanılmalarla karşılaşıyoruz. Kendi adıma konuşayım. Bana öyle geliyor ki, iç talepte kısmi bir canlanma dış talepte ise durulma yaşanıyor. Bu böyle devam ederse hem yıllık büyüme yüzde 3 civarında kalır hem de cari açıktaki iyileşme durur.

Hararetli tartışmalar

            Böyle bir gelişme sert inişçileri boşa çıkartır ama yumuşak iniş de olmaz. Hanidir dillendirdiğim tipik bir tatlı sert iniş gündemde. Hem büyüme düşük kalır, hem de cari açıkta belirgin bir düzelme hevesimiz kursağımızda kalır. Bir diğer sorun da işsizlik cephesinde kendini gösterecektir. Düşük büyümenin istihdam üzerindeki etkisi tam olarak kendini henüz göstermedi. Mart dönemi işgücü piyasası rakamları işsizlikte azalışın durduğu sinyaline vermişti. Gelecek hafta Nisan dönemi rakamları yayınlandığında düşük büyüme etkisinin biraz daha belirginleşmesini bekliyorum.

            Hükümet ve kamuoyu düşük büyümenin sonuçlarını  algıladıkça para ve maliye politikalarının gevşetilmesi yönünde baskıların da artması çok muhtemel. Hararetli tartışmalara hazır olalım.

1 yorum:

  1. hocam ellerinize saglik. "para ve maliye politikalarının gevşetilmesi yönünde baskıların da artması çok muhtemel" demisiniz ama gecen hafta merkez bankalarinin hep beraber faiz indirimi yapmasi ile zaten bu baski sureci basladi diye dusunuyorum. herhangi bir faiz indirimi bekliyor musunuz? indirmeli midir? erdem bascinin kimse bizden gevseme beklmesin sozleri indirmeyecekleirnin sinyali midir acaba?

    YanıtlaSil