Son günlerde savaş
tamtamlarının sesleri daha çok duyulur oldu. Türkiye Suriye ile savaşa girer mi
girmez mi kestirmek zor ama Güney komşumuz ile kriz sürdükçe ihracatımızın
olumsuz etkilenme ihtimali de artıyor. Üstelik ihracatın Türkiye ekonomisinde
hayati bir rol oynadığı sırada. Son bir yıldır büyümeyi ihracatın taşıdığı
herkesin malumu. Bu durumun devam etmesi gerekiyor. Aksi takdirde, ya zaten
yetersiz olan büyüme daha da düşer ya da iç talebi destekleyici politikalara
geri döneriz. Böyle bir geri dönüş ise hafiflemekte olan cari açığın ateşini
yeniden harlatır ve Türkiye ekonomisi er ya da geç piyasa düzeltmesine maruz
kalır. Geçmiş deneyimlerimizden piyasanın elinin ağır olduğunu biliyoruz.
Suriye ile ticaret sıfırlanma yolunda
Son yıllarda Türkiyeli ihracatçılar Avrupa dışındaki
pazarlarda büyük hamleler gerçekleştirdiler. 2007’den 2011’e ihracatımız 107
milyar Dolardan 135 milyara yükselirken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın payı
yüzde 16’dan yüzde 23’e çıktı. Yekun olarak neredeyse ikiye katlanan bu
ihracatta Suriye, İran, özellikle de Irak önemli rol oynadılar. Suriye’ye
ihracat ne yazık ki sıfırlanmaya doğru gidiyor. 2007’de 800 milyon olan ihracat
hacmi 2010’da 1 milyar 800 milyon ile tepe noktasına ulaşmıştı. Geçen yıl 1
milyar 600 milyona geriledi. Bu yıl ise baş aşağı gidiyor. Geçen yılın ilk
sekiz ayında 1 milyar 160 milyon Dolar olan ihracat, çatışmaların sivil savaşa
dönüşmesiyle bu yılın ilk sekiz ayında 360 milyona düştü.
Bu düşüşün Güney Doğu ekonomisi üzerindeki yakıcı
etkilerini bir kenara koyarsak, Suriye pazarının ihracatımızdaki mütevazı payı
nedeniyle kale alınmayabileceği söylenebilir. Ancak İran ve Irak’a ihracat
açısından durum farklı. 2011’in ilk sekiz ayında bu iki ülkeye yaklaşık 7,5
milyar Dolar ihracat yapmışız; toplam ihracat içindeki payları yüzde 9’a yakın.
Bu yıl ise ilk sekiz ayda 15 milyar geçilmiş ve ihracatımızda İran-Irak payı
yüzde 15’e yükselmiş. Gerçi bu sıçramada İran’ın altına yönelik iştahının unutulmamalı
ama, 4-4,5 milyar dolarlık altın ihracatını göz ardı etsek bile, geriye yine de
esaslı bir artış kalıyor.
Irak’a dikkat
Suriye ile yaşanmakta olan kriz sıcak savaşa dönüşmese
bile, krizin derinleşerek devam etme ihtimali az değil. Böyle bir durumda İran
ve Irak ticareti olumsuz etkilenir mi? İran konusunda iyimser olabiliriz.
Ambargo Doğu komşumuzun ekonomisine ciddi zarar vermeye başladı. Türkiye
ABD’nin baskısıyla İran’dan aldığı petrolü azalttı ama doğal gaz ithalatı tam
gaz devam ediyor. İran’ın pek çok malın arzını canlı tutabilmesi için Türk
sanayi mallarına çok ihtiyacı var. Buna karşılık Irak’ın durumu farklı. Bu
yılın ilk sekiz aynıda bu ülkeye 7 milyara yakın ihracat yapmışız. Aslında
burada tek pazardan ziyade, Kuzey Irak ve esas Irak olmak üzere iki pazardan
söz etmek gerekiyor. Kuzey Irak pazarına yapılan ihracat krizden etkilenmese
bile esas Irak’a yapılan ihracat bir misillemenin kurbanı olabilir.
Bağdat
ile son aylarda ilişkilerin gerginlikten açık husumete dönüştüğü malumunuz. Haşimi
krizi yetmezmiş gibi bir de Suriye üzerinden Türkiye-İran çatışması çıktı.
Maliki Hükümeti’nin bu çatışmada İran yanında saf tuttuğunu belirtmeme sanırım
gerek yok. Bir süredir Bağdat Ankara’ya karşı dış ticaret silahını
kullanabileceğinin sinyallerini veriyor. Suriye iç savaşı kısa sürede sona erdirilemezse,
Irak ile ilişkilerimiz daha da kötüleşebilir ve ihracatımız ciddi zarar
görebilir. Böyle bir durumda halen devam eden ekonomik dengeleme sürecinin
sekteye uğrama ihtimali katiyen küçümsenmemeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder