Geçen hafta son derece sert geçen bir para-faiz
politikası tartışması yaşadık. Başbakan Merkez Bankası’nın faiz politikasına acımasızca
yüklendi. Buna karşılık Başabakan Yardımcısı Ali Babacan ile Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek Merkez Bankası yönetimine arka çıktılar. Gün yüzüne çıkan derin
görüş ayrılğının ne gibi sarsıntılara yol açacağını merakla beklerken geçici
olduğunu düşündüğüm bir ateşkes ilan edilmiş gibi duruyor.
Büyüme düşük gelirse... |
Pazartesi
günü Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı Bakanlar Kurulu’na sunum yaptı. Çıkışta
Başçı pek renk vermedi. “İyi geçti, enflasyon da düşecek” demekle yetindi. Bakanlar kurulu
toplantısının ardından Hükümet sözcüsü Bülent Arınç Hükümet’in merkez bankası
bağımısızlığını her zaman desteklediğini ve desteklemeye devam ettiğini
söyledi. Yasada değişiklik Hükümet’in gündeminde yoktu. Geçen hafta Başbakan’ın
yakın çevresinden Merkez Bankası yasasının değiştirilmesi gerektiğine dair pek
çok sözlü ve yazılı beyana şahit olmuştuk. Arınç Hükümet adına konuştuğuna göre
bu taahüdü ciddiye almak durumundayız.
Başbakan
ısrarlı
Sanırım Başbakan Hükümet’in
mevcut ekonomi politikalarını savunan kanadı tarafından yasa değişikliğinin
ateşle oynamak olacağına ikna edildi. Ancak, bu
“başarı” mevcut para politikasının doğruluğu konusunda Başbakan’ın ikna
olduğu anlamına gelmiyor. Nitekim
dün Başbakan Başçı'nın faiz
konusundaki yaklaşımını asla
olumlu bulmadığını ve hemen yeni adımların atılmasını temenni ettiğini, bu işin
ancak böyle çözüleceğini açıkça beyan etti.
Bu gelişmelerden benim anladığım, Başbakan’ın
fazla beklemeye niyetli olmadığı ve Merkez Bankası’ndan kısa sürede “ciddi”
faiz indirimi talep ettiği. Başbakan
yasal değişiklik yapmak zorunda kalmadan Merkez Bankası yönetiminin kendi
istediği doğrultuda hareket etmesini ısrarla istiyor. Geçen haftaki yazımda
belirttim. Bana göre Başbakan’ın Merkez Bankası yönetimini kendi görüşlerine
ikna etmesi olanaksız. Nitekim Başçı yaptığı sunumda mevcut para politikasının
doğruluğunu savundu.
Başkan
Başçı temelde 5 şey söylüyor: 1) Yüksek faiz artışına gitmeseydik kur -
enflasyon beklentileri bozulacak ve uzun vadeli faizler bugünkünden daha yüksek
seviyede oluşacaktı. 2) Merak etmeyin enflasyonda düşüşe paralel olarak
faizleri adım adım düşüreceğiz. 3) Reel faizler yüzde 2 civarında. 4) Büyüme
yüzde 4’e yakın seyrediyor ve dengeli gidiyor. 5) Bu sayede cari açık düşüyor.
Esas
sorun düşük büyüme
Peki
Başkan ne demişti geçen hafta? İki noktanın altını çizelim: 1) Enflasyonu
düşürmek istiyorsanız fazileri düşürün. Kur ile faizlerin alakası yoktur.
Sunumda Başçı aksini ispatlamaya çalıştığına göre Başbakan’ın beklediği gibi
“hemen yeni adımlar” atmayacak. 2) Reel faizler yüzde 4-5 düzeyinde bu
faizlerle yatırım yapılmaz. Başçı’nın sunumunda reel faizin en fazla yüzde 2
olduğunu, ve bize benzer ülkelerden daha yüksek olmadığını açık seçik ortaya
koymasına rağmen Başbakan ikna olmuşa benzemiyor. Belli ki daha düşük reel faiz
istiyor.
Esas
sorun, sürekli anlatmaya çalıştığım gibi mevcut büyüme düzeyinin Başbakan’ı
kesmiyor olması. Yüzde 4’ün altında bir büyüme ile seçmen desteğinin az çok
eriyeceğini biliyor. Oysa gelecek genel seçimlerde AKP referandum çoğunluğunu elde
ederek başkanlık sistemini getirme hedefinden vazgeçmiş değil. Başabakan
ekonominin bir an önce canlanmasını istiyor. Başçı “büyüme yüzde 4’e yakın
merak etmeyin” demeye çalişıyor ama Başbakan’ın bayağı merak etttiği
anlaşılıyor. Köln konuşmasında büyümenini yüzde 4’ün üzerinde olduğu müjdesini
vermişti. Gelecek hafta ilk çeyrek büyümesi açıklanacak. Rakam düşük gelirse
Başçı’nın başının bayağı ağrayacağını kestirebiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder