Dün 2. çeyrek büyüme rakamları açıklandı.
Yıllık büyüme (geçen yılın 2. çeyreğine kıyasla) beklenenin üzerinde geldi.
Yüzde 3.5 civarında bekleniyordu (Betam’da son tahminimiz yüzde 3,3’tü) yüzde
4,4 çıktı. Takvim etkisinden arındırıldığında yüzde 4,1’e düşüyor. Ancak
ardında iki farklı hikâye var. Çeyrekten çeyreğe büyümenin ayrıntılarına
girildiğinde (Bkz. Betam, ‘Ekonomik büyümede hızlanma’) büyümenin niteliği
değişmese de farklı bir eğilim kendini gösteriyor. Birinci hikâyeden, büyümenin
yıllık artışının ardındaki katkılardan başlayalım.
Eski usul büyüme
Yüzde 4,4’lük büyüme her ne kadar geçmişe kıyasla nispeten düşük sayılsa da hükümetin bu yıl için öngördüğü yüzde 4’lük büyümenin üzerinde. Bu, elbette iyi haber. Dahası yüksek istihdam artışını da kısmen açıklıyor. Ancak katkılara baktığımızda tamamen özel tüketime ve kamu harcamalarına dayalı bir büyüme karşımıza çıkıyor. Özel tüketim geçen yıla kıyasla yüzde 5,3 artmış. 4,4’lük büyümenin 3,4 puanı bu kalemden kaynaklanıyor. Kamu harcama artışı çok yüksek: Yüzde 15,5. Katkısı 2,2 puan. Özel yatırımlarda ise geçen yıla kıyasla yüzde 2’lik gerileme var. Stok artışının katkısı (2.3 puan) dikkat çekiyor. Özel yatırımın yarım puanlık negatif katkısını da hesaba kattığınızda iç talep toplamda yüzde 7,4 büyümüş.
Buna karşılık net ihracat büyümeyi 3.1 puan aşağıya çekmiş. Yüzde 1,2 oranında büyüyen mal ve hizmet ihracatının katkısı 0.3 puanla sınırlı kalırken yüzde 11,7 artan itlalat 3.4 puanlık negatif katkı yapmış. Eksi usul büyümeden kastım bu görüntü. İç talebe dayalı, üstelik özel kesim yatırımlarının düştüğü dengesiz ve de kısa soluklu olmaya mahkûm bir büyüme söz konusu. Bu bakımdan cari açıkta gözlemlenen artış şaşırtıcı değil.
Dengesizlik azalmış
Çeyrekten çeyreğe büyümeye gelince, yine esas olarak iç talebe dayalı bir büyüme söz konusu ancak iç talebin bileşimi itibariyle daha farklı bir hikâye ile karşılaşıyoruz. 1. çeyrekten 2. çeyreğe bariz bir dengeleme eğilimi ortaya çıkıyor. TÜİK çeyrekten çeyreğe büyümeyi henüz alt kalemleri itibariyle tahmin etmiyor. Betam bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Burası önemli çünkü yıllık değişim iyi bilenen baz etkisinden mustarip. Diğer ifadeyle geçen 9 aydaki büyümenin etkisini içeriyor. Yanıltıcı olabiliyor. Oysa çeyrekten çeyreğe büyüme ekonomik gidişat hakkında daha güncel bilgi içeriyor.
TÜİK çeyrekten çeyreğe mevsim etkisinden arındırılmış büyümeyi yüzde 2,1 tahmin ediyor. Betam alt kalemlerdeki değişimleri ayrı ayrı tahmin ederek toplulaştırdığında çeyreklik büyümeyi yüzde 1,4 olarak tahmin ediyor. Buradaki fark yüksek gelebilir ama önemli olan büyümenin bileşenlerinin bir önceki çeyreğe kıyasla nasıl hareket ettiği. Özel tüketim 4. çeyrekten 1. çeyreğe yüzde 2,6 artarken bu artış 1. çeyrekten 2. çeyreğe yüzde 0,7’ye düşüyor. Buna karışılk özel yatırımlarda değişim eksi yüzde 0,6’dan artı yüzde 3’e dönüşüyor. Esas can alıcı farklılık kamuda. Bu harcamaların ilk üç ayda yüzde 6,3 arttığını tahmin eden Betam ikinci üç ayda kamu harcamalarının yüzde 0,9 düştüğünü tahmin ediyor. İlk üç ayda stok değişiminin katkısı da belirgin ölçüde daha az. Buna karşılık net ihracatın yaptığı negatif katkı çok daha yüksek; eksi 2.3 puandan eksi 1.2 puana düşüyor.
Özetlersek, tüketiciler, özellikle de kamu 2. çeyrekte frene basmış. Yatırımlarda kıpırdama var. Mal ve hizmet ihracatı ile ithalatı arasındaki makas da dikkate değer ölçüde azalmış. Bu dengeleme eğilimi elbette yeterli değil. Üçüncü, özellikle de dördüncü çeyrekler bu bakımdan büyük önem kazanıyor. Ağustos ayında yaşanan ikinci kur ve faiz şoku bu dengelemeyi devam ettirebilir. Büyüme ivme kaybedebilir ama büyümenin daha az dengesiz olması iyidir.
Eski usul büyüme
Yüzde 4,4’lük büyüme her ne kadar geçmişe kıyasla nispeten düşük sayılsa da hükümetin bu yıl için öngördüğü yüzde 4’lük büyümenin üzerinde. Bu, elbette iyi haber. Dahası yüksek istihdam artışını da kısmen açıklıyor. Ancak katkılara baktığımızda tamamen özel tüketime ve kamu harcamalarına dayalı bir büyüme karşımıza çıkıyor. Özel tüketim geçen yıla kıyasla yüzde 5,3 artmış. 4,4’lük büyümenin 3,4 puanı bu kalemden kaynaklanıyor. Kamu harcama artışı çok yüksek: Yüzde 15,5. Katkısı 2,2 puan. Özel yatırımlarda ise geçen yıla kıyasla yüzde 2’lik gerileme var. Stok artışının katkısı (2.3 puan) dikkat çekiyor. Özel yatırımın yarım puanlık negatif katkısını da hesaba kattığınızda iç talep toplamda yüzde 7,4 büyümüş.
Buna karşılık net ihracat büyümeyi 3.1 puan aşağıya çekmiş. Yüzde 1,2 oranında büyüyen mal ve hizmet ihracatının katkısı 0.3 puanla sınırlı kalırken yüzde 11,7 artan itlalat 3.4 puanlık negatif katkı yapmış. Eksi usul büyümeden kastım bu görüntü. İç talebe dayalı, üstelik özel kesim yatırımlarının düştüğü dengesiz ve de kısa soluklu olmaya mahkûm bir büyüme söz konusu. Bu bakımdan cari açıkta gözlemlenen artış şaşırtıcı değil.
Dengesizlik azalmış
Çeyrekten çeyreğe büyümeye gelince, yine esas olarak iç talebe dayalı bir büyüme söz konusu ancak iç talebin bileşimi itibariyle daha farklı bir hikâye ile karşılaşıyoruz. 1. çeyrekten 2. çeyreğe bariz bir dengeleme eğilimi ortaya çıkıyor. TÜİK çeyrekten çeyreğe büyümeyi henüz alt kalemleri itibariyle tahmin etmiyor. Betam bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. Burası önemli çünkü yıllık değişim iyi bilenen baz etkisinden mustarip. Diğer ifadeyle geçen 9 aydaki büyümenin etkisini içeriyor. Yanıltıcı olabiliyor. Oysa çeyrekten çeyreğe büyüme ekonomik gidişat hakkında daha güncel bilgi içeriyor.
TÜİK çeyrekten çeyreğe mevsim etkisinden arındırılmış büyümeyi yüzde 2,1 tahmin ediyor. Betam alt kalemlerdeki değişimleri ayrı ayrı tahmin ederek toplulaştırdığında çeyreklik büyümeyi yüzde 1,4 olarak tahmin ediyor. Buradaki fark yüksek gelebilir ama önemli olan büyümenin bileşenlerinin bir önceki çeyreğe kıyasla nasıl hareket ettiği. Özel tüketim 4. çeyrekten 1. çeyreğe yüzde 2,6 artarken bu artış 1. çeyrekten 2. çeyreğe yüzde 0,7’ye düşüyor. Buna karışılk özel yatırımlarda değişim eksi yüzde 0,6’dan artı yüzde 3’e dönüşüyor. Esas can alıcı farklılık kamuda. Bu harcamaların ilk üç ayda yüzde 6,3 arttığını tahmin eden Betam ikinci üç ayda kamu harcamalarının yüzde 0,9 düştüğünü tahmin ediyor. İlk üç ayda stok değişiminin katkısı da belirgin ölçüde daha az. Buna karşılık net ihracatın yaptığı negatif katkı çok daha yüksek; eksi 2.3 puandan eksi 1.2 puana düşüyor.
Özetlersek, tüketiciler, özellikle de kamu 2. çeyrekte frene basmış. Yatırımlarda kıpırdama var. Mal ve hizmet ihracatı ile ithalatı arasındaki makas da dikkate değer ölçüde azalmış. Bu dengeleme eğilimi elbette yeterli değil. Üçüncü, özellikle de dördüncü çeyrekler bu bakımdan büyük önem kazanıyor. Ağustos ayında yaşanan ikinci kur ve faiz şoku bu dengelemeyi devam ettirebilir. Büyüme ivme kaybedebilir ama büyümenin daha az dengesiz olması iyidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder