Geçen hafta Çarşamba yazamadım. Pazartesi günü düşüp sol
ayak bileğimi kırınca yazacak zaman olmadı. Bu kaza olmasaydı TÜİK’in yeni açıkladığı
yıllık 2013 istatistiklerini kullanarak bölgesel işsizlikte öne çıkan ilginç
bulguları yazacaktım. Yerel seçim öncesi ilginç bir konu olurdu. Bugün için
yazarım diyordum. Ama Pazartesi günü açıklanan Aralık dönemi HİA rakamlarında işsizlikte
beklemediğıim ölçüde sert düşüş olduğunu görünce konuyu değiştirdim.
Önce
şunu belirteyim: İşgücü piyasasındaki güncel gelişmeleri mevsim etkilerinden
arındırılmış tarım dışı verilerle takip etmek en doğru yol. Çünkü tarımda
istihdam oldukça oynak olabiliyor. Örneğin, Kasım döneminden Aralık dönemine
tarım istihdamında 50 bin kadar artış olmuş. Arızi olduğunu düşünüyorum. Uzun
süredir tarım istihdamı düzenli azalıyordu. Bu son artışa rağmen tarım
istihdamının geçen bir yılda 180 bin kadar azaldığını not edelim.
Tarım
dışı istihdamda güçlü artış
Kasımdan
Aralık’a mevsim etkilerinden arındırılmış rakamlara göre tarım dışı işisizlik
oranı yüzde 12’den 11,6’ya geriledi. Bu gerilemenin nedeni tarım dışı istihdamın
156 bin artması. Bu son bir yılda gözlemlenen en yüksek dönemsel artış. Aslında
işsizlikte düşüş yeni değil. Ekim ve kasım dönemlerinde de düşüş söz konusuydu.
Oysa işsizlik oranları bir yılı aşkın süredir ılımlı bir yükseliş eğilimi
sergiliyordu. Ekim ve Kasımda gözlemlenen düşüşün arızi olma ihtimali
vardı. Ancak arda arda üç dönem düşen işsizlik
oranının arızi bir durumdan ziyade düşüş yönlü yeni bir eğilimin varlığına
işaret ettiğini düşünüyorum.
Tabi
akla hemen iki soru geliyor: Bir, işiszilkteki düşüş eğilimini nasıl
açıklayabiliriz? İki, bu eğilim devam eder mi? Türkiye işgücü piyasasında
işsizliği esas olarak iki etken belirliyor: Büyüme ve büyümenin istihdam
yaratma kapasitesi. Aslında işgücü değişimleri de bir etken. Ancak şahsi
gözlemlerim kriz dönemleri dışında, yani normal zamanlarda, işgücü artışlarının
yapısal trendinin üzerine ancak istihdamdaki güçlü artışlar meydana geldiğinde
çıktığını söylüyor. Basitçe şöyle de söyleyebiliriz: Normal zamanlarda işgücü
artışını büyük ölçüde isithdam artışı belirliyor.
Kritik
etken büyüme
İstihdamı
büyüme ve büyümenin işgücü yaratma kapasitesi belirlediğine göre bu ikilide
durum nedir bir bakalım. Betam 2013’ün ikinci yarısında yıllık büyümeyi yüzde
4,8 tahmin ediyor. Kesin rakamı mart sonu öğreneceğiz ama fazla yanılacağımızı
sanmıyorum çünkü 3. Çeyrek büyümesi zaten belli. Geçen yıl büyüme açısından zayıf
bir ilk yarıdan sonra güçlü bir ikinci yarı yaşandı. Aynı dönemde ise tarım
dışı istihdam artışı yüzde 3,3 olarak gerçekleşti. Büyüme-istihdam esnekliği (büyümenin
istihdam yaratma kapasitesi) yaklaşık 0,7 çıkıyor. Bu oldukça yüksek bir rakam
ama sürpriz değil. 2009 ertesinde büyümenin istihdam yaratma kapasitesinin
hizmet sektöründeki güçlü istihdam artışları sayesinde bir hayli yükseldiğini
biliyoruz. 0,7 esneklik son dört yılın ortalaması ile fazlasıyla uyumlu.
Demek ki
işsizlikte düşüş eğilimi şaşırtıcı sayılmaz. Peki bu düşüş devam eder mi? Bu
sorunun yanıtını birinci sorunun yanıtında aramalıyız. Önce şunu belirteyim:
Hizmet sektöründe güçlü istihdam artışlarının, dolayısıyla büyümenin yüksek
istihdam yaratma kapasitesinin daha bir süre devam etmesini bekliyorum. Geriye
büyüme kalıyor. Yıl başında 2014 büyümesini yüzde 2,5 civarında beklediğimi
açıklamıştım. Tahminlerin çoğu da bu yönde. Dolayısıyla, işsizliğin bir iki dönem
daha azalmaya devam ettikten sonra yeniden ılımlı bir artış eğilimine girmesini
bekliyorum. Büyümeyi yakından takip etmekte yarar var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder