Uzun süredir bu köşede sık sık ekonomik büyümenin parlak olmayan hali pür
melali üzerine yazıyorum. Son üç yıldır Türkiye ekonomisi düşük büyüme rejimine
hapis oldu.
Salı
günü açıklanan 2014 son üç ayın ve tüm yılın GSYH rakamları düşen büyümeyi bir
kez daha teyit etti. Üçüncü çeyrekten dördüncü çeyreğe GSYH yüzde 0,7 arttı.
Böylece 2014 büyüme oranı yüzde 2,9 olarak kesinleşti. Zaten yüzde 3 civarında
bekleniyordu. Ancak ayrıntılar son üç yılda ortalama yüzde 3 büyüyen Türkiye ekonomisinin
bu yıl daha da düşük bir büyüme ile karşılaşabileceğini gösteriyor.
Geçen
yılın son çeyreğinde yüzde 0,7’lik büyüme oranı aslında beklenenden daha yüksek
geldi. Ancak alt kalemler bu büyümenin çok büyük ölçüde stok artışından
kaynaklandığını gösteriyor. Bu şu demek: Talep firmaların beklediğinden daha
düşük gerçekleşti. Diğer ifadeyle firmalar ürettiler ama planladıkları kadar
satamadılar. Fazla üretim stokları şişirdi. Son çeyrekte özel tüketim artışı
yüzde 1,4 olurken özel yatırımlarda yüzde 0,2’lik bir azalma oldu. Kamu
harcamaları ise yüzde 0,7 arttı. Kabaca iç talepte bir puanlık bir artış oldu.
Buna karışlık ihracatın yüzde 1,6 oranında gerilemesi ithalatın ise yüzde 9
artarak adeta patlama yapması ile net ihracatın büyümeye katkısı büyük ölçüde
negatif oldu. Yüzde 0,7’lik büyüme 2,5 puanlık katkı yapan stok artışı ile
gerçekleşti.
Bu
ayrıntıları veriyorum çünkü bu yılın ilk aylarında ortaya çıkan gelişmeler
geçen yılın son çeyreğine kıyasla daha tatsız görünüyor. Bir kere tüketici
güveninde gözlemlenen büyük gerileme özel tüketimin büyümeye daha az katkı
yapacağının işareti. Yatırımlarda ise son derece zayıf seyir devam ediyor.
İhracattaki düşüşü büyüme ile aynı gün açıklanan şubat rakamları teyit etti.
Geçen yılın ilk iki ayına kıyasla toplam ihracat yüzde 11 geriledi. Önceki
yazımda ihracatın sorunları üzerinde durmuştum. Kısaca hatırlatmak gerekirse,
Rusya ve Ukrayna’da ekonomi küçülüyor. İç savaşlar Ortadoğu’ya, özellikle düne
kadar ikinci ihracat pazarımız olan Irak’a, ihracatımızı azaltıyor. AB’ye
yönelik artışı ise (Dolar cinsinden) Euro’nun dolar karşısındaki büyük değer
kaybı törpülüyor. Bu olumsuzluklara bu yılın ilk aylarında firmaların aşırı
stokları azaltmak için üretimi kısma ihtimalleri eklenebilir.
Bu
göstergeler ışığında 2015’in ilk üç ayında GSYH artışı geçen çeyreğe kıyasla
çok zayıf kalacak gibi görünüyor. Bu öngörü altında yıllık büyüme sıfır
civarında çıkıyor. Hükümet sözcülerinin dillendirdiği ilk çeyrekte yüzde 1,5
büyüme bana fazla iyimser geliyor. Yanılsam bile hükümet de büyümenin yüzde
3’lük ortalamanın altına inmekte olduğunun farkında.
Sonuçta
iktidar partisi ikinci kez olumsuz ekonomik koşullarda bir seçime giriyor. İlki
Mart 2009 yerel seçimlerinde ekonomik kriz dip noktasını gördüğünde
gerçekleşmişti. Şimdi unutuldu ama ben hatırlatayım: Bu seçimlerde AKP’nin oyu
yüzde 38 küsura gerilemişti. Bu kez ekonomik koşullar 2009 yılının ilk
aylarındaki kadar olumsuz değil. Büyüme çok düşük ama pozitif. İşsizlikte artış
var ama düzey nispeten düşük. 2009’un ilk çeyreğinde işsizlik oranı yüzde 14’ü
aşmış (günümüzde yüzde 10,4) GSYH ise yıllık olarak yüzde 15 azalmıştı. Yine de
düşen büyümenin iktidar partisinin oy oranını Haziran 2011 seçimlerine kıyasla
azaltma ihtimali yüksek. Bu olasılığa karşı koymak için önce bizzat cumhurbaşkanının
bastırmasıyla faizlerde büyük çaplı indirimle bir çare bulabileceği düşünüldü.
Bunun iyi bir çare olmadığı geç de olsa anlaşıldı. Şimdi “kapsamlı” bir teşvik
paketinin bugün yarın açıklanması bekleniyor. Açıklama gelirse gelecek
pazartesi tartışırız.
(Zaman, Nisan 2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder