30 Nisan 2014 Çarşamba

AKP’nin seçim sistemi açmazı

AKP 2015 seçimlerine seçim sisteminde değişiklik yaparak gitmek istiyor. Seçim sistemi reformunu AKP geçen yıl Kürt sorunu bağlamında gündeme getirmişti. Bir yandan PKK’ya “silah bırak siyaset yap” diyeceksiniz diğer yandan “Kürt partisinin” parti olarak seçime girmesine, hazine yardımından yaralanmasına  engel olacaksınız. Bu çelişkinin üstesinden gelmek gerekiyordu. Ama yanı zamanda Tayyip Erdoğan mevcut parlamenter sistemin başkanlık sistemine dönüştüğu koşullarda cumhurbaşkanı seçilmek istiyordu. Bunun için AKP’nin kendi anayasasını yapabilmesi, bunun ilk adımı olarak da genel seçimde referandum çoğunluğunu (330+ milletvekili) elde etmesi şarttı.

Bozulan hesap

 AKP iki alternatif reform önerisinde bulundu: 1) Baraj yüzde 5’e düşsün buna karşılık seçim çevreleri en fazla 5 milletvekili çıkaracak şekilde daraltılsın. Buna “Daraltış Bölge” sistemi diyoruz. 2) Baraj sıfırlansın buna karşılık 550 seçim çevresi oluşturulsun, seçim çevresinde birinci gelen parti milletvekilini kazansın. Yani tek turlu çoğunluk sistemi. Bu sisteme de kısaca “Dar Bölge” diyoruz. Eğer AKP yüzde 46 ve üzerinde bir seçmen desteğini koruyabilseydi, Daraltılmış Bölge sistemi AKP’ye referandum çoğunluğunu sağlıyordu. Böylelikle siyasal dengeleri zorlamadan bir taşla iki kuş vurmak mümkündü: BDP’ye parlamento yolunu açmak aynı zamanda da referandum çoğunluğunu garantilemek.
30 Mart seçimlerinden çıkan sonuç bu hesabı bozdu. İktidar partisinin oy oranı yüzde 50’den yüzde 44’ün altına geriledi. Bu sonuçla AKP referandum çoğunluğunun çok uzağına düşmüş oldu. Benim simülsayon modeli bu oy oranı  ile AKP’nin ancak 310 civarında miletvekili kazanabileceğini gösteriyor. 330’u risksiz bir şekilde elde edebilmesi için de oy oranını 2015 seçimlerinde yüzde 46’nın üzerine çıkarması gerekiyor. AKP kurmayları bunun zayıf bir ihtimal olduğunun farkındalar. Bu nedenle Daraltılmış Bölge sistemi başkanlık sistemine geçiş stratejisinde kullanışlı olmaktan çıkmış durumda.

Koşulları zorlamak

Geriye diğer alternatif Dar Bölge sistemi kalıyor. 30 Mart seçimlerinde il oy dağılımından yola çıkarak yaptığım kaba bir tahmin bu seçim sisteminin AKP’ye referandum çoğunluğunu fazlasıyla garantilediğini gösteriyor. Bu beklenen bir sonuç: AKP düşen oy oranına rağmen ülke genelinde uzak ara birinci parti olmaya devam ediyor ve illerin (seçim çevrelerinin) büyük bölümünde de birinci parti. Buna karşılık Dar Bölge sistemi siyasal dengeleri altüst etmeye teşne bir sistem.
AKP bu sistemi benimsediği takdirde mevcut oy dağılımı çerçevesinde 2015 genel seçimlerinde karşılaşacağımız manzara özetle şöyle olacak: BDP Güneydoğuda birinci parti olduğundan bu bölgedeki milletvekillerinin büyük çoğunluğunu kazanacaktır. 40 üzerinde milletvekili çıkarması büyük olasılıktır. Şu nokta çok açık: Dar Bölge sistemi BDP’ye Güneydoğu’da kesin bir siyasal egemenlik sağlayacaktır. Buna karşılık BDP’nin iki katından daha fazla seçmen desteğine sahip olan MHP tahminime göre ancak 30-34 kadar miletvekili çıkarabilecektir. Bu sonuç mevcut siyasal gerilimi daha da arttıracaktır. Dahası, Anayasa’nın 67. Maddesinin çiğneneceği de iddia edilebilir. Bu madde, seçim sisteminin yönetim istikrarı ile temsilde adaleti bir arada gözetmesini öngörüyor. BDP ile MHP arasındaki oy oranları ile milletvekili sayıları arasındaki aşırı dengesizliğin yönetim istikrarına hiç bir katkı yapmaksızın temsil adaletini bariz biçimde çiğnediği pekala idda edilebilir.

AKP Dar Bölge sisteminde karar kıldığı takdirde çok ciddi siyasal riskleri de göze almak durumundadır. Ama öte yandan başkanlık sisteminde ısrar edcekse elindeki yegane koz da Dar Bölge sistemidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder