Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) temel propaganda malzemesi 2023
vizyonu.
Bu
vizyonun siyasal hedeflerini tartışmak zor. Dilin kemiği olmadığı gibi “ileri
demokrasi” gibi büyük iddiaların hesaba kitaba gelir tarafı yok. Ama
ekonomik hedefler öyle değil. Türkiye ekonomisinin temel özelliklerine
vâkıfsanız, biraz hesap kitap yaparak 2023 ekonomi vizyonunun gerçekçi olup
olmadığını kolayca sorgulayabilirsiniz.
2023
hedefleri üç yıl önce yüksek büyüme ortamında ortaya atılmıştı. O günden bu
güne Türkiye ekonomisi beklenenden daha kötü bir büyüme performansı
sergiledi. Ama AKP ısrarla 2023’te GSYH’yı 2 trilyon dolara
ulaştıracağını, bu sayede kişi başına gelirin 25 bin dolara yükseleceğini,
işsizlik oranını da yüzde 5’e düşüreceğini iddia ediyor.
GSYH,
2013 yılında 822 milyar dolardı. Bu yıl en iyi ihtimalle nominal olarak yüzde
12 artacak (yüzde 4 reel artış + yüzde 8 enflasyon). Nominal artıştan Türk
Lirası’nın 2013 Haziran’ından 2014 Haziran’ına yüzde 10’luk değer kaybını bu
artıştan çıkarmak gerekiyor. Demek ki bu yıl dolar cinsinden GSYH en iyi
ihtimalle yüzde 2 artarak yuvarlak hesap 840 milyar dolara yükselecek. Bileşik
büyüme hesabı GSYH’nın 2023’te 2 trilyon doları bulması için her yıl dolar
cinsinden ortalama büyüme hızının yüzde 10 olması gerektiğini gösteriyor.
Türk
Lirası’nın reel değerinin 2023’e kadar değişmeyeceğini kabul edersek, dolar
cinsinden GSYH artışı reel büyüme oranı ile dolar enflasyonunun toplamına eşit
olur. Merkez Bankası mevcut reel kurun yeterince rekabetçi olduğunu düşünüyor.
Bu düşünceyi kabul edelim ve Türk Lirası’nın reel değerini koruyacağını (reel
kur endeksi 110 civarında kalacak) kabul edelim. Yıllık dolar enflasyonunu
yüzde 2 alırsak, reel kurun değişmeyeceği varsayımı altında bile reel GSYH
artışının yıllık ortalamasının yüzde 8 olması gerekiyor. Bu artış hızı Türkiye
ekonomisinin potansiyel büyümesinin fazlasıyla üzerinde. Türkiye ekonomisi son
2,5 yılda ortalama yüzde 3,5 civarında büyüdü. Bu dönemde verimlilik
artışlarının büyümeye katkısı sıfır oldu.
“Peki
senin 2023 tahminlerin nedir?” diye sorabilirsiniz. Baz senaryomu özetleyeyim:
Zor ekonomik reformların yapılabileceğini sanmıyorum. Kayırmacılıktan ve hukuk
dışı uyglamalardan vazgeçilirse yatırım ortamı bir miktar iyileşir, orta verimlilik
artışı da 1 yüzde puan civarında olabilir. Bu koşullarda GSYH gelecek 9 yılda
ortalama yüzde 4 civarında büyüyebilir. Dolar enflasyonu için yıllık yüzde 2
artış ekleyebiliriz. Dolar cinsinden ortalama GSYH artışı yüzde 6 eder. Bu
tempoyla GSYH 2023’te 1,4 trilyona, kişi başına gelir de 16 bin dolara çıkar.
Eğer, AKP ekonomide köklü reformlar yaparak verimlilik artışını 2 yüzde puana
çıkartabilirse, GSYH 9 yılda 1,5 trilyon dolara, kişi başına gelir de 18 bin
dolara ulaşabilir. Yapılabileceğinin en iyisi bundan ibarettir.
İşsizliğe
gelince. Ortalama yüzde 4 reel büyüme ve ortalama 1 yüzde puanlık verimlilik
artışı çerçevesinde istihdamın ortalama yüzde 2,5 artacağını tahmin edebiliriz.
Bu artışın nispeten yüksek bir büyüme-istihdam esnekliği (yüzde 62) varsaydığını
not edelim. Daha yüksek verimlilik artışları sayesinde reel büyüme yüzde 5’e
yükselse bile istihdam artışının değişmeyeceğini belirteyim. Yüzde 2,5’lik
istihdam artışı ancak işgücü artışını karşılar. Bu durumda 2023’te Türkiye
işgücü piyasasında toplam istihdamı 32,6 milyon, toplam işgücünü 35,8 milyon,
işsizilk oranını da yaklaşık yüzde 9 olarak hesaplıyorum. Mevsim
etkilerinden arındırılmış işsizilk oranı mayıs döneminde yüzde 9,5’e
yükselmişti. Açıkça görülüyor ki, bırakın yüzde 5’i, işsizliği yüzde 8’e
indirmek için bile daha yüksek büyüme şart.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder