2014’ün son çeyreği ekonomik büyümeye dair iyi işaretler vermiyor.
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam),
geçen cuma günü yayınladığı ekonomik görünümde 4. çeyrekte az da olsa bir
daralma beklediğini (-0,2) açıkladı.
Bu
durumda 2014 yıllık GSYH büyümesi yüzde 2,8 oluyor. Bildiğiniz gibi hükümetin
hedefi yüzde 4’tü. Gerçi Ali Babacan ve Mehmet Şimşek yüzde 3 civarında bir
büyümenin mevcut koşullarda gayet iyi olduğunu söylüyorlar ama cumhurbaşkanı
hiç bu görüşte değil. 7 Haziran seçimlerinin eşiğinde çok daha canlı bir
ekonomi istiyor.
Betam’ın
görünüm notunun ayrıntıları düşük büyüme açısından aydınlatıcı. Son çeyrekte
tüketim, otomobil hariç, oldukça zayıf kaldı. Özel yatırımlar biraz arttı ama
büyümeye fazla katkı yapamadı. Betam kamu harcamalarının son çeyrekte reel
olarak 0,7 azaldığını tahmin ediyor. Önceki çeyreklerde bu kalem büyümeye ciddi
katkı yapıyordu. Ama büyümeyi en olumsuz etkileyen net ihracat kalemi oldu.
İhracat miktar endeksi yüzde 2,6 artarken ithalat endeksi yüzde 7,7 arttı.
Dolayısıyla net ihracatın büyümeye katkısı önemli ölçüde negatif oldu.
İşsizliği
artırmaya başlayan düşük büyümenin tek tesellisi olarak cari dış açığın
azalması görülüyor. Cari açık 2013’te 65 milyardı. 2014’te 46 milyara düştü.
GSYH’ya oranı da yüzde 7,9’dan 5,8’e geriledi. Ancak bu önemli azalmanın
teselli vesilesi olması için yapısal nedenlerden kaynaklanması, dolayısıyla
kalıcı olması gerekiyor. Ne yazık ki tam böyle gözükmüyor. Betam’a göre 19 milyar
dolarlık bu azalışın başlıca iki etkeni altın ticareti ve iç talep. 2013’te 12
milyar dolar olan net altın ithalatı 2014’te 4 milyara düşüyor. Enerji ve altın
hariç ithalat ise biraz azalırken ihracat 2014’te 7 milyar dolar artmış. 19
milyarın 16 milyara yakın kısmı bu iki kalemden geliyor. İç talep oldukça
zayıftı ama ithalattaki bu durgunluk kısmen yapısal nedenlerden kaynaklanıyor
olabilir. Son olarak hizmet fazlası 3 milyar dolar kadar artmış. İlginç saptama
enerji kaleminde. Petrol fiyatının yarı yarıya azalması cari açığı henüz
etkilemiş değil. Enerji ithalatında azalma 0,4 milyar dolarla sınırlı. Petrol
fiyatının olumlu etkisi kendini bu yıl gösterecek.
2014,
büyüme açısından kayıp bir yıl sayılır. Yüzde 3’lük büyüme işsizlik artışını
engelleyemediği gibi AKP iktidarının büyüme iddialarının da bir hayli altında.
2015’in ilk öncü göstergeleri de pek umut verici değil. Ekimden itibaren
düşüşte olan Tüketici Güven Endeksi ocak ayında da düştü. Yatırımları
canlandıracak gelişmeler de ortada yok. Reel faizler (mevcut faiz düzeyi eksi
enflasyon beklentisi) oldukça düşük olmasına rağmen (yüzde 1,5 civarı) siyasal
ve ekonomik güven giderek eriyor. Seçimler nedeniyle ilk yarıda maliye
politikasında bir gevşeme olabilir ama AKP iktidarının bütçe disiplinine olan
inancını dikkate alırsak kamu harcamalarının büyümeye fazla katkı yapması
beklenemez.
Bu yıl
iyi haber net ihracattan gelebilir. İhracat cephesi pek umut verici değil ama
düşük petrol fiyatı ithalatı azaltarak net ihracatı pozitife çevirecektir.
Ancak daha önce yazdığım gibi petrol fiyatının bu yıl içinde 60-70 dolara
yükselmesini bekliyorum. Bunu yazdığımda Brent’in varili 45 dolar civarındaydı.
Şimdi 60 doları buldu. Düşük petrol fiyatı büyümeyi olumlu etkileyecek ama
yapısal sorunlarımızı görmezden gelmemiz için yeterli değil. Bu arada ortaya
çıkan tatsız gelişmeleri de unutmayalım. Döviz sepeti 2,5 TL civarından 2,65’e
geldi. Enflasyonu olumsuz etkileyecek. Faiz kavgası nereye gider kestirmek güç.
(Zaman, Şubat 2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder