Korkulan olmadı. Radikal solcu Syriza hükümeti Troyka ile seçimden bu yana
oynadığı poker partisini sonlandırarak uzlaşmayı seçti.
Saatlerce
sürmesi beklenen ancak 2 saatte biten cuma günkü toplantı, anlaşmayla
sonuçlandı. 28 Şubat’ta sona eren mevcut istikrar programı anlaşması 4 aylığına
uzatılıyor. Sonrasına sonra bakılacak. Böylece Yunanistan iflas etmeyecek,
Troyka son taksitleri ödeyecek. Son derece katı davranan Almanları Fransa’nın
yumuşattığı söyleniyor. Le Monde gazetesine göre toplantıdan bir gün önce öğle
yemeğinde misafir ettiği Şansölye Merkel’i Başkan Hollande ikna etmeyi
başarmış.
Anlaşma
neler içeriyor? Önce bir sözcük sorununu açığa kavuşturalım. Yunanlıların
nefret ettiği ‘Troyka” sözcüğü resmen silindi. Onun yerine artık ‘Kurumlar”
sözcüğü kullanılıyor. Değişen bir şey yok; Avrupa Konseyi, Avrupa Merkez
Bankası ve IMF, Yunanistan’ın kreditörleri ve kontrolörleri olmaya devam
ediyorlar. Syriza hükümeti mevcut istikrar programını çöpe atamadı. Yapılmış
reformlara dokunmamayı ve bütçe dengelerini bozacak adımlar atmamayı taahhüt
etti. Milli gelirinin yüzde 175’ine varan 320 milyar Avro kamu borcunu yeniden
müzakere etmeyi de yeni anlaşmaya erteledi. Buna karşılık 28 Şubat’ta sona eren
240 milyar Avroluk anlaşma 4 ay uzatılıyor. Yunanlıların henüz almadığı 130
milyar tahsil edilebilecek ve Yunanistan iflas etmeyecek.
Bu dört
ay süresince Syriza kendi reformlarını yapabilecek. Ancak bu reformların neler
olduğunu pazartesiye kadar (bugün) bildirmesi gerekiyor. Bunu özellikle
Almanların istediği belirtiliyor. Alman hükümeti, bu anlaşmayı başka türlü
parlamentoya kabul ettiremeyeceğini söylemiş. Yunanistan ile Kurumlar’ın
ilişkilerinin odak noktasını bundan böyle bu reform listesi oluşturacak. Syriza
gelecek hazirana kadar bütçe dengelerini zedeleyecek politikalar uygulamamayı
kabul etmiş durumda. İfadelerden benim anladığım eski anlaşmada yüzde 3 olarak
belirlenen faiz dışı bütçe fazlası da en azından hazirana kadar geçerli. Ama
Başbakan Tsipras, böyle düşünmüyor. Anlaşmanın gerçek dışı faiz dışı fazlalara
son verdiğini söylüyor. Syriza faiz dışı fazlayı yüzde 1,5’e düşürmeyi ve bu
yolla vaat ettiği sosyal harcamaları finanse etmeyi planlıyordu. Bunu
yapabilecek mi emin değilim.
Bu
manzara ilk bakışta Syriza’nın önemli taviz verdiği izlenimini doğuruyor. Ancak
Syriza anlaşmazlığı kopma noktasına getirmeden vaatleriyle daha uyumlu yeni bir
anlaşma yapmayı hâlâ başarabilir. Yunan Maliye Bakanı Yanis Varufatkis,
“Yunanistan Momerandumu (mevcut kemer sıkma programı) geride bırakıyor ve
reformların ve kaderinin eş müellifi oluyor.” diye bir açıklama yapmış. “Eş”
demeseydi abartalı olurdu ama bu anlaşmayla Yunanistan’ın müzakerelerde başını
öne eğen taraf olmaktan çıktığı gerçek. Syriza hükümeti başta vergi kaçağını
önlemeye yönelik reformları iyi tasarlar ve uygulamaya başlarsa adaletsiz
Troyka programının tümümü olmasa da bir kısmını çöpe atmayı başarabilir.
Başarılı
bir vergi reformu elbette bir yandan Syriza’nın sosyal programını desteklemeye,
diğer yandan da borçları kuruş kuruş ödemeye yetmez. Bunun için borçların
kısmen silinmesi, kalanın yeniden yapılandırılması ve Yunan ekonomisinin artık
büyümeye başlaması şart. Ancak böyle bir strateji Syriza’ya sosyal vaatlerini
finanse etmek için gereken mali kaynağı sağlayabilir.
Tsipras,
toplantıdan sonra şu teşhisi yapmış: “Ülkemiz anlamlı bir çatışmayı kazandı ama
savaşı henüz kazanmadı. Mücadelenin çetin kısmı hükümetin önünde duruyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder