TCMB Başkanı Erdem Başçı düşünmekte haklı |
Dövizin ateşi bir türlü
düşmüyor. Bu satırlar yazılırken Dolar 2.20’ye dayanmıştı. Bir kaç gün öncesine
kadar az da olsa gevşeme sinyalleri veren kur Morgan Stanley’in kötümser
öngörüsüyle birlikte tekrar yükseldi. Morgan Stanley’in bölge baş ekonomisti
Tevfik Aksoy oldukça iddalı öngörüler yaptı. Aksoy’a göre siyasal
belirsizlikler nedeniyle Dolar-TL kuru Nisan’a kadar 2,30’a çıkacak sonra
tedrici bir gevşeme olacaktı. Aksoy 2015 sonunda Dolar kurunu 2,15 olarak
tahmin ettiklerini bildirdi. Kısacası, reel kurda sonunda bir düzeltme
gelecekti.
Dövizin ateşinin yeniden
yükselmesinden Morgan Stanley elbette tek başına sorumlu tutulamaz. Puslu hava
alışık olduğumuz kur efsanelerini zaten yeniden tedavüle sokmuştu. Yerleşikler
dövizlerinin üzerinde oturuyor, güneşin kendini göstermesini bekliyorlar.
Satıcı olmayınca yapısal döviz talebi haliyle kuru yukarı itiyor. Geçen haftaki
yazımda (“2014 nasıl bir yıl olacak?”) TL’nin Mayıs’tan bu yana yüzde 15
civarında değer kaybettiğini ve halen oldukça düşük değerli olduğunu belirtmiş,
siyasal belirsizliklere FED’in bol kepçe para politikasının bitmekte olduğu
olgusu da eklendiğinde TL’nin düşük değerini en azından bir süre daha
korumasının muhtemel olduğunu söylemiştim.
İlk çeyrekte daralma olabilir
Son gelişmelere baktığımda,
bu “bir süre daha” sözünün ima ettiği sonuçların büyük öneme haiz olduğunu
düşünmeye başladım. Kurdaki muhtemel gelişmeler hakkındaki görüşümü hatırlatmak
isterim. 2003 tabanlı reel kur endeksi 105 civarına kadar geriledi. Merkez
Bankası’nın 120 düzeyini kurun rekabetçilği açısından makul kabul ettiğini
biliyoruz. Temel gerekçesi gelişmiş ülkelere kıyasla verimlilik kazançları.
Verimliliğin son iki yıldır yerinde saydığı düşünülürse, bu kazançların
abartıldğı iddia edilebilir. Reel kur endeksinde taşınabilir düzeyi 115 bile
kabul etsek, üzerine bir de yanılma payı koysak, yine de TL’nin reel olarak en
az yüzde 5 değersiz olduğu sonucuna varırız. Bu hesap bizi bugün için Dolar-TL
parisetsinde 2,05 civarına getirir.
Şahsen kurda geri dönüşün
kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik nokta bu düzeltmenin zamanlaması.
Eğer Morgan Stanley’in iddia ettiği gibi ilk çeyrekte TL aşırı değersiz durumda
olacaksa yüksek paritenin yıkıcı etkisi durgunluğa neden olabilir. Şirketlerin
yükse döviz borcu nedeniyle bilançolarında ortaya çıkacak bozulma ile ithal
yatırım mallarının fiyatlarında ortaya çıkacak kalıcı nispi artış yatırımları
beklenenin üzerinde etkileyebilir. Bu etkilere bir de Merkez Bankası’nın bence
kaçınılmaz hale gelen tepkisi eklenirse 1. Çeyrekte ekonomik daralma mümkündür.
Şöförün mahareti
Geçen hatfaki 2014 tahminimde
böyle bir daralmayı düşük ihtimal olarak görmüştüm. Bu ihtimal giderek
güçleniyor. Önümüzdeki hafta yapıcak olan Para Politikası Kurulu’dan nasıl bir
karar çıkacağını doğrsu herkes gibi ben de merak ediyorum. 2014 yılında düşük
büyüme kaçınılmaz görünüyor ama durgunluk olursa bunu kendimiz yaratmış oluruz.
Para politikasında esaslı sıkılaştırma dövizin ateşini düşürmek için bence
kaçınılmaz hale geldi. Büyüme açısından sıkılaştırmanın etkisinin yüksek kurun
etkisine kıyasla daha az zararlı olacağını düşünüyorum. Ayrıca geçen yıl
gerçekleşen yüksek bütçe performansı sayesinde maliye politikasında bir miktar
gevşeme için yeterince alan var. Merkez Bankası zor bir virajda. “Faiz lobisi”
söylemi arabayı devirmeden virajı almayı güçleştirdi. Şöfürün bir hayli
maharetli olması gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder