Bu pazar, Türkiye’de gittikçe ayan beyan hale gelen otoriterleşmenin ve
bölgemizdeki kanlı savaşların oluşturduğu iç karartıcı atmosferden biraz
uzaklaşalım istiyorum.
BRICS liderleri Fortaleza'da |
Küresel
ekonomide güç dengeleri başta Çin olmak üzere kalkınmakta olan ülkelerin lehine
hızla değişiyor. Ne var ki, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan kurumsal
ekonomik düzen bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Daha doğrusu, bu düzenin
egemen gücü Batı ayak sürüyor.
Bu bağlamda iki hafta önce 15 Temmuz’da Brezilya Fortaleza’da toplanan 6.
BRICS zirvesinde çok önemli kararlar alındı. Ama ne yazık ki bu kararlar
Ortadoğu ve Ukrayna yangınlarının dumanı içinde kaybolup gitti.
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın İngilizce baş
harflerinden oluşan BRICS, 2006 yılında kuruldu. BRICS denince 3 milyar
nüfustan, 16 trilyon dolar milli gelirden ve 4 trilyon dolar döviz rezervinden
söz ettiğimizi hatırlatmak isterim.
Başlangıçta ekonomik işbirliği yapmak gibi oldukça muğlak bir amaç
belirlenmişti. Kurumsal yapı 2009’da Rusya’da yapılan ilk zirveyle oluşmaya
başladı. Bundan sonra BRICS kurumsal yapısını geliştirdi ve amacını
işbirliğinden dayanışmaya taşıdı. Zirve bildirileri ekonominin ötesine taştı ve
çevre ve iklim sorunlarından uluslararası çatışmalara tüm dünya sorunları
hakkındaki üye ülkelerin ortak görüşlerini ifade etmeye başladı. Örneğin
Fortaleza bildirisi İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırıyı kınayan ve BM karaları
ile Arap Barış Planı’nın ilkeleri doğrultusunda bağımsız Filistin devletini savunan
bir açıklamaya yer verdi.
Fortaleza’da Batı’nın 2. Dünya Savaşı ertesinde kurduğu ekonomik düzene
meydan okuyan iki önemli karar alındı. BRICS liderleri Uluslararası Para
Fonu’na (IMF) alternatif bir Rezerv Fonu (Contingent Reserve Arrangement) anlaşmasını
imzaladılar. Başlangıç rezerv miktarı 100 milyar dolar olacak. Üye ülkeler
ulusal paralarına karşı spekülatif bir hücum oluştuğunda 6 aydan bir yıl
vadeyle rezervden döviz kullanabilecekler. En büyük uluslararası rezerve sahip
olan Çin 41 milyar, Brezilya; Hindistan ve Rusya her biri 18 milyar, Güney
Afrika da 5 milyar dolar koyuyor. Çin’in görünür gelecekte böyle bir desteğe
ihtiyacı yok ama diğerleri gerektiğinde IMF’nin kapısını çalmak yerine
öncelikle BRICS rezervini kullanabilecekler.
IMF’ye alternatif Rezerv Fonu’nun yanı sıra BRICS bir de Dünya Bankası’na
alternatif yatırım bankası kurdu: Yeni Kalkınma Bankası (New Development Bank)
başlangıç olarak 50 milyar dolar sermaye ile donatıldı. Bir süre sonra bu
meblağ 100 milyar dolara çıkarılacak. Kalkınma Bankası Rezerv Fonu’ndan farklı
olarak isteyen kalkınmakta olan ülkeler de bankaya sermaye koyup ortak
olabilecekler. Banka, gelişmekte olan ülkelerin her türlü altyapı,
yenilenebilir enerji gibi uzun dönemli temel yatırımlarını finanse etmeyi
amaçlıyor.
Bu iki kuruluş, yakın gelecekte IMF ile Dünya Bankası’na rakip olamazlar.
Ancak ileride BRICS’in ekonomik ağırlığı ve kaynakları arttıkça ‘Washington
DC’nin ikizleri’ olarak anılan IMF ve WB’e alternatif oluşturabilirler. BRICS
aynı zamanda IMF’nin küresel ekonomide değişen güç dengelerini yansıtacak
şekilde reforma tabi tutulmasından vazgeçmiş değil. Fortaleza Bildirisi adeta
ültimatom tadında başta ayak sürüyen Amerikan Kongresi olmak üzere Batı’yı
uyarıyor: “2010 yılında karara bağlanan IMF reformlarının halen yürürlüğe
girmemiş olmasından duyduğumuz düş kırıklığını ve ciddi endişelerimizi
hatırlatırız.” dedikten sonra, bu reformların yıl sonuna kadar uygulanmasını ve
yeni kota dağılımlarının da Ocak 2015’e kadar karara bağlanmasını talep ediyor.
Ayrıca daha eşitlikçi bir IMF’nin gecikmesinin bu kuruluşun ‘meşruiyetini,
inandırıcılığını ve etkinliğini zedelediğini’ belirtmeyi de ihmal etmiyor.
(Bu yazı Zaman'da 3 Ağustos, 2014 tarihinde yayınlanmıştır)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder