15 Ağustos 2014 Cuma

Ekmelettin İhsanoğlu neden kaybetti

Cumhurbaşkanlığı yarışında başından itibaren ortak adayı savundum. CHP ve MHP tarafından Ekmelettin İhsanoğlu’nun adaylığı açıklandıktan sonra da iki koşula bağlı olarak kazanabileceğini yazdım. Bu üç koşul şunlardı:  1) AKP seçmeninden bir miktar oy almak, 2)  CHP ve MHP’nin az fireyle ortak adayı desteklemesi. Her iki koşul da gerçekleşmedi. Sayın Erdoğan yüzde 51,7 oyla seçimi birinci turda kazandı. Kendisini kutluyorum.
İhsanoğlu’nun  AKP seçmeninden, istisnalar dışında, destek görmemesi üzerinde fazla durmak istemiyorum. AKP seçmeninin büyük çoğunluğu liderlerini Çankaya’da görmek istedi ve başkanlık sistemine de karşı olmadığı mesajını verdi. MHP seçmenin sandığa gitmeyerek verdiği fire bir yana, küçümseyecek bir bölümünün Erdoğan’a oy vermesi doğrusu beklemediğim bir sonuçtu. Muhafazakâr kesimden gelen ve İslam’la barışık olan Ekmelettin İhsanoğlu bu özellikleriyle bizzat MHP seçmeninin desteğini almak için seçilmişti. Ama alamadı. Bunun nedenleri ayrıca araştırılmalıdır. Ancak MHP’nin seçim kampanyasında yeterli desteği vermediği de bir gerçektir. Esirgenen bu desteğin taktik nedenleri olup olmadığı da tartışılmaya değer ama bu benim harcım değil.
Bu yazıda dün Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (Betam) tarafından yayınlanan ve imzamı taşıyan araştırmanın bulgularından yola çıkarak Erdoğan’ın birinci turda kazanmasına yol açan oy davranışlarını il düzeyinde 30 Mart yerel seçim sonuçları ile 10 Ağustos sonuçlarını karşılaştırarak özetlemek istiyorum.
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi birinci turda kazanmasında başlıca etken Batı’daki birkaç il dışında MHP’li seçmenlerin önemli bir bölümünün kendisine oy vermesi olmuştur. Erdoğan’ın 30 Marta AKP ve SP’nin toplam oyuna kıyasla oylarını arttırdığı 51 il söz konusudur. Bu illerde geçerli oy sayısının yaklaşık 1,4 milyon azalmasına rağmen Erdoğan’ın toplam oy artışı yaklaşık 600 bindir.  MHP’nin çoğunlukla güçlü olduğu bu illerdeki toplam oyu ise 30 Martta yaklaşık 4,5 milyondu. Geçerli oy eksikliğini de dikkate alırsak bu illerde MHP seçmeninin önemli bir bölümünün Erdoğan’ı desteklediği anlaşılıyor.

Erdoğan kalan 30 ilde potansiyelinin (AKP +SP oyları) yaklaşık 1,3 milyon altında oy almıştır. Ancak geçerli oy sayısı 3,5 milyon kadar daha azdır.  Bu kaybın ne kadarının katılım düşüklüğünden, ne kadarının diğer adaylara giden oylardan kaynaklandığını kestirmek için en azından ilçe düzeyinde analize ihtiyaç vardır. Bununla birlikte Kürt seçmenlerin ağırlıkta olduğu illerdeki karşılaştırılmalar Erdoğan’ın AKP’nin Kürt seçmenlerinin bir bölümünün oyunu alamadığını göstermektedir. Bu oylar Demirtaş’a gitmiştir.

Ekmelettin İhsanoğlu potansiyelinin (CHP+MHP+BBP) yaklaşık 4,5 milyon altında oy almıştır. Bu yenilgi de başlıca üç etken söz konusudur: MHP’li seçmenlerin bir bölümünün bizzat Erdoğan’ı desteklemesi, CHP’li seçmenlerin bir bölümünün sandığa gitmemesi, bir bölümünün ise Demirtaş’a oy vermesidir. İhsanoğlu’nun hemen hemen hiç fire vermediği iller Edirne ve Çanakkale’dir. Tekirdağ, Kırklareli, İzmir ve Denizli’de fire oldukça sınırlıdır. Bu illerde MHP’li seçmenin çoğunlukla ortak adaya yöneldiği anlaşılmaktadır. Bu bulgu MHP seçmeninin ikili yapısının bir karinesi olarak da kabul edilebilir.

Düşük katılama rağmen Selahattin Demirtaş potansiyelinin (BDP+HDP oyları) yaklaşık 1 milyon üzerinde oy almıştır. Bu bakımdan 10 Ağustos seçiminin en başarılı adayıdır. Bu başarısının ardında iki etken söz konusudur: AKP’li Kürt seçmenlerin bir bölümü ile CHP’li seçmenlerin bir bölümü kendisini desteklemiştir. Türkiye partisi olmak isteyen HDP açısından bu çok değerli bir başlangıçtır. Bu desteğin kalıcı olup olmayacağı ise tartışmalıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder